(Benim için, ...yönetici, bölüm sorumlusu menajer, idareciden farkları yok onların, ...bu terimlerin hepsi benim için aynı. | Open Subtitles | ... حسنابالنسبةلي انهم لا يختلفون عن المدراء التنفيذيين أو رؤساء الاقسام كلها أسماء تعريفية لنفس المعنى |
Aslında bizden hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | فى الحقيقة أنهم لا يختلفون عنا |
Bildiğin insanlar. Senden, benden bir farkları yok. | Open Subtitles | إنهم هكذا, أشخاص لا يختلفون عنا |
Demokrasileri hakkında böbürlenip duruyorlar, ki aslında onlarında, önceliklerden farkları yok. | Open Subtitles | حسنًا، حسنًا، إنّهم يتفاخرون بالديمقراطيّة، لكنّهم ليسوا أفضل من الأخير كثيرًا. |
Şu fakir taşra şövalyeleri. Köylüden pek farkları yok. | Open Subtitles | بعض من فرسان الريف ليسوا أفضل من الفلاّحين |
Bu hasta insanlara iyimser inançları yutturuyorsun ki hastaların da dışarıdakilerden farkı yok çünkü senden de hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | تخدع المرضى ..بتلك الأفكار المتفائلة وأن لا فرق بينهم ..وبين الناس خارج المصحة لأنه لا إختلاف بينك وبينهم |
Jake'ten ya da Gub'dan farkları yok. | Open Subtitles | (لا فرق بينهم وبين (جايك) و (غاب |
Abimi öldüren büyücüden bir farkları yok... | Open Subtitles | لا يختلفون عن السحرة ... الذين قتلوا أخي |
İstila ettiğin gayesiz odunlardan hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | إنهم لا يختلفون عن أيِّ أحمقٍ تمتلكينه. |
Bizden bir farkları yok. | Open Subtitles | أجل, إنّهم لا يختلفون عنّا |
Senden bir farkları yok. | Open Subtitles | انهم لا يختلفون كثيرا عنك |
- Bizden hiçbir farkları yok. | Open Subtitles | لا يختلفون عنا |
Hayvandan farkları yok onların. | Open Subtitles | إنهم ليسوا أفضل من الحيوانات. حيوانات؟ |