Yetki alanımız dışında oluşmuş bir vaka için polise fazla mesai yaptıramazsın. | Open Subtitles | ليس لديك حق في تصريح وقت إضافي على قضية تأصلت خارج إختصاصنا |
Patron, biz fazla mesai yapıyoruz. Bu da yasalara aykırıdır. | Open Subtitles | سيدي الرئيس نحن نعمل ساعات إضافية وهذا ضد قانون العمل |
Bu biraz fazla mesai gerektirebilir! | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ نَضِعَ في بَعْض الوقت الإضافي على هذا. |
Benim sefer saatimi her değiştirdiklerinde bana fazla mesai ödemek zorundalar. | Open Subtitles | لأنهم وصلوا لدفع لي العمل الإضافي في كل مرة أغير التشغيل. |
O her zaman fazla mesai yapıp dururdu... su arıtma tesisinde. | Open Subtitles | لقد كان دوماً مشغولاً بالعمل لوقت إضافي في مصنع معالجة المياه |
Asgari ücretle çalışacaksın, fazla mesai yok sigorta yok ve hergün saat 3'te.. | Open Subtitles | سوف تحظين بالحد الأدنى للأجور لا وقت إضافي .. و لا منافع صحية |
Senin fazla mesai dediğin şeye yukarıdakiler yük diyor. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ تطلقين عليه وقت إضافي الضباط يطلقون عليه تخفيف عبء |
Benim için sorun değil, Bob. fazla mesai parasını alacağız. | Open Subtitles | الأمر جيد بالنسبه لي, يا بوب سوف نحصل على أجر وقت إضافي |
Uyudukları zaman vücutları fazla mesai yapıyor, vücudun enerji veren glükoz deposunu yakıyor. | TED | عندما ينام المصابون بالأرق، فإن أجسامهم تظل تعمل ساعات إضافية. مستهلكة الطاقة التي يستمدها الدماغ من الجلوكوز. |
Niye onlara o büyük ikramiyenden biraz fazla mesai vermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لاتدفع لهم ساعات إضافية من علاوتك العملاقة ؟ |
Zavallı seri katili kurtarmak için fazla mesai yapıyoruz. | Open Subtitles | لا شيء مثل الوَضْع في بَعْض الوقت الإضافي لتَوفير قاتل محترف بائس |
fazla mesai ücreti alabilmek için yangın çıkaran bir itfaiyeci duymuştum. | Open Subtitles | نيران مكانِ للحُصُول على الوقت الإضافي. لا تُخبرْني أنت تَسْقطُ أجسام للنقدِ الإضافيِ. |
fazla mesai tasarim icin tutku, ister katilirsiniz ister katilmaz. | TED | العمل الإضافي هو عشق التصميم ، فإما أن تنضم له أو تتركه |
Mesela, çift vardiya çalışan beyazlardan biri, fazla mesai yapamayacak kadar yorgun olduğunu söylerse, kovmazsınız. | Open Subtitles | فعلى سبيل المثال أحد الرجال البيض لديه مناوبتين لو قال أنه مجهد من العمل الإضافي فهل تفصلة من العمل ؟ |
Şu anda Paskalya için fazla mesai yapıyorlar. | Open Subtitles | الذي يضع بيضا ثماني الحجم هم يضعون الآن لوقت إضافي لقدوم العيد |
fazla mesai yapan biri geceyi masanın altında geçirmiş ama 3 kişiyi tarif etti: | Open Subtitles | كان يعمل لوقت إضافي وأمضى الليلة تحت مكتبه، ولكنه.. |
12 saate bir de fazla mesai mi eklenecek? | Open Subtitles | واضافة ساعات اضافية على يوم عمل من 12 ساعة. |
Bu benim fazla mesai formumdu ama... | Open Subtitles | هذا هو .. طلبي لأجر ساعات العمل الإضافية |
Bu adım için zaten karşılığını aldın ya! Bu fazla mesai. | Open Subtitles | هذا عمل إضافي لم يكن منصوص في العقد أن ألتقط الحذاء |
Evine gittiğinde, 118 biriminin yarsının senin soğukkanlı bir katil olduğunu kimsenin öğrenmeyeceğinden emin olmak için fazla mesai yapmak zorunda olduklarından dolayı ne kadar şanslı olduğunu düşün. | Open Subtitles | وبعد أن تصل هناك، ستفكر فيكمأنتمحظوظا.. لأن يكون لديك نصف القسم 118 يعملون لساعات إضافية.. للتأكد من ألا يكتشف أحداً.. |
-Kimileri fazla mesai yapar, kimileri işin meyvesini yer. | Open Subtitles | رجل يشتغل لوقت اضافي بينما هناك آخر يكسب الأرباح و يودعها في البنك |
Hepiniz idari olarak aşırı şekilde fazla mesai yaptınız, çabalarınızın farkındayım. | Open Subtitles | أنتم مُتحكَم بكم من قبل الإدارة بالعمل الإضافي لذلك أنا أملككم |
Dr. Yamachi'nin NEHWH - Yeni Çağ Hastane ve Genelevi'nde fazla mesai yapıyorum. | Open Subtitles | انني اعمل عملا اضافيا في مستشفى وماخور العصر الحديث التابع لد. |
Umarım fazla mesai alıyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أنهم يدفعون لك أجر الساعات الإضافية |
Bu gece fazla mesai yok galiba. | Open Subtitles | . أعتقد بأنه ليس لدينا اليوم وقتاً إضافياً |
Dedim ki: "fazla mesai ücreti ödesen de... | Open Subtitles | انا لا أهتم اذا دفعت لى على الوقت الاضافى ام لا |