Şimdi, onun en iyi ve en kötü fikirlerinin kısa bir özetini sunacağız. | TED | لذا إليكم موجزًا لمضمون بعض أفضل وأسوء أفكاره. |
fikirlerinin Tanrı'dan bir armağan olduğunu düşünüyor yada inanıyordu. | Open Subtitles | لقد أدرك أو كان يعتقد بأن أفكاره كانت هبة من الرب. |
Fakat çağdaşlarının çoğu, onun zamanında olduğundan çok daha etkili isimler, kendisi ve fikirlerinin tam karşısına dizilmiş durumdalar. | Open Subtitles | لكن العديد من معاصريه، رجال أكثر تأثيراً في عصرهم مما كان عليه، اصطفوا ليعارضوه ويعارضوا أفكاره. |
Dolaylı delillere rağmen, Tesla'nın fikirlerinin ya da planlarının Stratejik Savunma Girişimi'nde kullanıldığına doğrudan işaret eden bir kanıt yoktu. | Open Subtitles | على الرغم من الأدلة الظرفية لا يوجد دليل مباشر على أن أفكار أو خطط تيسلا استخدمت في مبادرة الدفاع الاستراتيجي |
Tuhaf fikirlerinin olmadığına emin ol, yoksa Samuel seni gebertir. | Open Subtitles | تأكّدْك لا تَحصَلُ عَلى أيّ أفكار مضحكة، لأن صموئيل سَيَقْتلُك. |
Hitler en harika fikirlerinin bazılarını hapishanede oluşturmuştur. | Open Subtitles | هتلر كان لديه بعض من افضل أفكاره في السجن |
fikirlerinin patentini almakla ya da onlardan kişisel çıkar sağlamakla hiç ama hiç ilginmiyordu. | Open Subtitles | فهو لم يهتم مطلقًا بتسجيل أفكاره أو بالربح الشخصي منها |
Onun fikirlerinin ve politikasının ülkemiz için ne kadar iyi olduğunu sadece zaman söyleyecek. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي سوف اقول كيف جيدة أفكاره .. .. والسياسات لبلدنا. |
O boktan fikirlerinin kaynağı da kızı bence. | Open Subtitles | أظن أنّها مصدر أفكاره السخيفة. |
Basitçe fikirlerinin doğası yüzünden... | Open Subtitles | هو طبيعة أفكاره. |
Bir problemi fark edince birine söylemek yerine bizzat aksiyon alınması gerektiğine inanıyordu; fikirlerinin beğenilmediğini ama sonradan başarılı olduğunu görecek kadar yaşadı. "Hayır kelimesini bir cevap olarak değil, bir soru olarak almanız gerekir." | TED | فقد آمن بمبدأ ألا وهو عندما تلاحظ مشكلة , فإنك لا يفترض أن تخبر شخص آخر لحلها , أنت الذي لابد أن تبدأ بالحل , وقد عاش طويلا بما يكفي ورأي ما يكفي من أفكاره تٌزدري ثم تنجح بعد ذلك , من أقواله , إنك لابد أن تأخذ كلمة لا كسؤال و أيضاً لا تأخذ لا كإجابة . |
Gerçek ise, onların fikirlerinin bayatladığı, bunun yanında diğer tüm dünyalarda grupları ve ekipleri daha etkin çalıştıran bu yeni fikirlerin olduğudur. | TED | الحقيقة أن أفكارهم بالية، و أنه توجد أفكار جديدة في عدة مجالات اخرى تجعل المجموعات والفرق تعمل بفعالية. |
Yani, çocukların fikirlerinin tümü sivil alanda uygulandı mı? | TED | حسنًا، هل نُفِّذَت جميع أفكار الأطفال في المنطقة؟ |
The Grove'dan David Sibbet, ve Autodesk'den Kevin Richards sunucunun fikirlerinin özünü yakalamak için çabalayan 650 çizim hazırladılar. | TED | ديفيد سيبت من القروف وكيفن ريتشارد من أوتو ديسك قدموا 650 رسماً من المجهد فهمهم تعرض جوهر أفكار كل مقدم |
Freud'un fikirlerinin 20. yüzyılda önemli kültürel etkileri oldu. | Open Subtitles | أصبحت أفكار فرويد ذات تأثير ثقافي كبير علي القرن العشرين |
Her neyse, bu filozofların fikirlerinin günümüzde hâlâ nasıl geçerli olduklarını söylememiz gerekiyordu. | Open Subtitles | على أي حال ، كان يفترض أن نقول كيف أنّ أفكار الفيلسوف لازالت تطبّق |