Jamie: Değişimi teşvik etmek için fotoğrafçılığı kullanma fikrini seviyorum. | TED | جيمي: أحب فكرة استخدام التصوير للترويج للتغيير. |
Bu yaptığım küçük birşey çünkü bir arada eğriler ve toplar fikrini seviyorum. | TED | هذا شيء بسيط صنعته لأني أحب فكرة المنحنيات والكرات سوياً |
Balayı fikrini seviyorum, ama düğün fikrini değil. | Open Subtitles | أنا أحب فكرة قضاء شهر العسل ليس فقط في حفل الزفاف |
Yukarıda tümüyle apayrı bir yıldızlar dünyasının olması fikrini seviyorum. | Open Subtitles | أحب فكرة وجود عالم آخر من النجوم في الخارج. |
Yukarıda tümüyle apayrı bir yıldızlar dünyasının olması fikrini seviyorum. | Open Subtitles | أحب فكرة وجود عالم آخر من النجوم في الخارج. |
Bu çocuğun hayatının bir parçası olmayacağıma rağmen tek anne olma fikrini seviyorum. | Open Subtitles | رغم إنني لا أمثل جزءا من حياته, أنا أحب فكرة أن أكون الأم الوحيدة |
Ailelerimizin aynı evi paylaşması fikrini seviyorum. | Open Subtitles | أحب فكرة أن تتشارك عائلتنا مكان معا |
Sanırım ülkeme hizmet fikrini seviyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أحب فكرة خدمة بلادي |
Bu nedenle doktor olma fikrini seviyorum. | Open Subtitles | لهذا أحب فكرة ان أصبح دكتور |
Yazarının bile bilmediği, karakterin gizli bir hayatı olması fikrini seviyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحب فكرة أن (شارلوت) لديها حياة سرية هذا حتى المؤلفة لا تعرف بشأن ذلك |
Ama ben, yarın birisinin onları yüzerken göreceği fikrini seviyorum... | Open Subtitles | أحب فكرة أن غداً سيراهم شخص يطوفون... |
Ve gelecek fikrini seviyorum. | Open Subtitles | وأنا أحب فكرة المستقبل. |