Freddy'nin çocuklara satmak için hazırladığı golf oyununun parçası olduğu çoraplardan. | Open Subtitles | فقط بعض الشرابات فريدي يريد بيعها للأولاد كجزء من فيديو للغولف |
Evet. Freddy'nin şahsi hesabından Kay'e yazılmış çekler bulduk. | Open Subtitles | وَجدنَا عملياتَ مراقبة ملغيةَ مِنْ حساب فريدي الشخصي مكتوب بإسم كاي. |
Ve bence Freddy'nin kulübe girecek yeterliliği olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكنني ببساطة أقول بأن الجهد المطلوب لإفساح مجال لـ فريدي في النادي سيستحق ذلك |
Biri Freddy'nin sekreterine toplantının iptal edildiğini söylesin. | Open Subtitles | أحدهم يخبر سكرتيرة فريدي بأنه ألغي الموعد |
Sonra bildiğin gibi Freddy'nin plastik heykelleri herkesin bahçesinde olmuş! | Open Subtitles | ومن ثم تعلم , هناك تماثيل بلاستيكية لفريدي على عشب الجميع |
Freddy'nin çok da mübarek bir insan olmadığını hepimiz biliyoruz ama bu Güney Mafyalarıyla takılıyorsa iş sakat. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن فريدي ليس قديسا. اذا كان مع مافيا ديكسي فهذا شيء سيئ. |
Bütün ülkeyi Freddy'nin Barbekü şubeleri ile dolduralım. | Open Subtitles | فلنملئ هذه الخارطة بسلسلة مطاعم فريدي للمشاوي. |
Dokuz yıl hapis yattı. 1992'de Freddy'nin Barbekü dükkanını açtı Başkan Yardımcısı Frank Underwood'ın sıklıkla uğradığı, pirzola üzerinde yoğunlaşmış bir restoran." | Open Subtitles | سُجن تسع سنوات. في العام 1992 افتتح مطعم فريدي للمشويات، مطعم صغير يختص بالأضلاع، |
Freddy'nin çalışanlarını ve hastalarını tekrar kontrol ederiz. | Open Subtitles | حسنا، سنقوم فقط بإعادة فحص القائمة حول عاملين فريدي والمرضى |
Eğer şu an Freddy'le seks yapsam, bu bana tüm hafta Freddy'nin seksinden uzak kalma gücü verir. | Open Subtitles | لو أقمت علاقة مع فريدي الأن سيعطني ذلك قوة لامنع نفسي عن اقامت علاقة مع فريدي لباقي الاسبوع |
- Buradan çıkmalıyım. - Hadi, Tina ve Freddy'nin yanına gidelim. - Kahretsin, haklısın. | Open Subtitles | يجب أن أخرج من هنا "لنذهب حيث يوجد "فريدي" و "تينا |
- Freddy'nin geldiğini bilmiyordum. - Son dakikada karar verdim. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَعْرفْ فريدي كَانَ يَجيءُ. |
- Bu Freddy'nin programıymış. | Open Subtitles | بِحقّ الجحيم ما هَلْ تُراقبُ؟ - هو برنامجُ فريدي. |
Freddy'nin yeterli olmadığını düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | - يا إلـهي.. إنك لا تعتقد بأن فريدي جيداً كفاية.. |
Freddy'nin hasta olduğunu söyleriz. -Doğru zaten. | Open Subtitles | سنخبرهم بان فريدي مريض, فهذا حقيقي |
Millet, bir dakika hepinizin bildiği gibi dün Freddy'nin cesedini buldular. | Open Subtitles | عن أذنكم جميعاً, كما تعلمون, وجدوا جُثةَ "فريدي" أمس. |
Şelalenin altında, Freddy'nin bölgesinin kalbinde, cevizler olgunlaşmaya başlamış ve ziyafet zamanı... | Open Subtitles | تحت الشلال، في قلب (منطقة (فريدي بدأ موسم الجوز وحان وقت الوليمة |
Sınırdaki direniş noksanlığının verdiği cesaretle, işgalciler Freddy'nin topraklarında daha derinlere iniyorlar. | Open Subtitles | والآن بسبب نقص المقاومة على الحدود (الدخلاء دخلوا عميقاً في منطقة (فريدي |
Freddy'nin kefaletini yatırdım. | Open Subtitles | أرسلتُ كفالةً لفريدي. |