Hem Göğüs ağrısı var hem de kalp basıncı yüksek. Ona kalp krizi hastası muamalesi yapmalıyız. | Open Subtitles | إنه يعاني من ألم بالصدر مع تسارع النبض علينا أن نعالجه كنوبة قلبية |
Belki de Göğüs ağrısı vardı. | Open Subtitles | ربما كان هناك ألم بالصدر |
- Göğüs ağrısı yok. | Open Subtitles | لا ألم بالصدر. |
- Bu daha iyi uyuyor, çünkü Göğüs ağrısı bir merkezden yayılıyor. | Open Subtitles | يناسب الحالة بشكل أفضل بسبب آلام الصدر المنتشرة بعت الحالة.لماسترز |
Bunlara Göğüs ağrısı, kalp hırıltısı çarpıntı, damar iltihabı dâhil ama bunlarla sınırlı değil. | Open Subtitles | على سبيل المثال لا الحصر ألم في الصدر ـ همهمة في القلب خفقان وريدي |
Bekleyen bir Göğüs ağrısı olan bir hasta var ve ne yazık ki, yatağımız yok. | Open Subtitles | لدي حالة تعاني من آلام في الصدر ومع الأسف لاتوجد أسِرّه خالية |
Göğüs ağrısı yok. | Open Subtitles | لا ألم بالصدر. |
Ortopediye birkaç bağ yırtığı gönderip kalp hastalıkları bölümüne birkaç Göğüs ağrısı mı göndereyim durdurabileceğim bir katliam varken? | Open Subtitles | ارسل من يتعرض للتمزق في الأربطة للجراحه وتحويل بعض ممن يعاني من آلام الصدر لقسم القلب بينما تحدث مجزرة كان بوسعي إيقافها |
Göğüs ağrısı, nefes yetmezliği, hızlı kalp atışları... | Open Subtitles | ألم في الصدر وضيق في التنفس, وسرعة نبضات القلب |
Kadınlar da Göğüs ağrısı çeker. | TED | لدى النساء أيضًا ألم في الصدر. |
Belirtiler genellikle inkar edilir, özellikle de biz erkekler tarafından çünkü biz çok cesuruzdur! Öyle cesuruzdur ki fena bir Göğüs ağrısı çektiğimizi kabul etmek istemeyiz. | TED | غالبا ما ينكر المريض الأعراض ، وخاصة نحن الرجال، لأننا شجعان للغاية. نحن في غاية الشجاعة ، ونحن لا نريد أن نعترف بأنني أعاني ألم في الصدر شديد |
Sıvı embolisinin belli başlı semptomları olan Göğüs ağrısı ve nefes darlığı oluştu. | Open Subtitles | كانت تُعاني من آلام في الصدر وضيق بالتنفس وهى أعراض طبيعية لإنسداد وعاء السائل السلوي |