Şimdi, sadece sesi kastetmiyorum, Demek istediğim, hakikaten içinizdeki o Gök gürültüsünü dinleyin. | TED | الآن، لا أعني فقط الصوت، أنا أعني السماع حقاً لذلك الرعد داخل نفوسنا. |
Hepimizin Gök gürültüsünü bildiğini varsayıyorum. | TED | أنا أفترض أننا جميعاً مررنا بصوت الرعد. |
Gök gürültüsünü, şimşeği ve doluyu üreten şey bu buluttur . | TED | وهي التي ينتج عنها الرعد والبرق والمطر الثلجي. |
O yüzden Gök gürültüsünü yanımda getirdim ve bunun için gerçekten özür diliyorum çünkü senden gerçekten hoşlanmıştım. | Open Subtitles | لذا أخرجت الرعد الذي بداخلي وأنا آسفة جداً لأنني معجبة بك حقاً |
Gelecek sefer Gök gürültüsünü ben getireceğim. | Open Subtitles | المرة القادمة أنا سأخرج الرعد الذي بداخلي |
Başkası Mavi Gök gürültüsünü tatmak istiyor mu? | Open Subtitles | مهلاً، مهلاً، مهلاً أتريد أي واحدة أخرى أن تتذوق الرعد الأزرق؟ |
Gök gürültüsünü sakladı ve yıldırımı mücevher gibi taktı. | Open Subtitles | يخزن الرعد و يرتدى البرق مثل جوهرة |
Çanları ve Gök gürültüsünü duyduğum gibi duyuyorum. | Open Subtitles | إنها مثل الأجراس مثل البرق و الرعد |
Gök gürültüsünü yanımda taşıyorum. - Efendim? | Open Subtitles | أجل، أنا أخرجت الرعد الذي بداخلي |
Gök gürültüsünü hissederiz--- gök gürültüsü, gök gürültüsü. | TED | نحن نجرب الرعد -- الرعد، الرعد. |
Gök gürültüsünü duydun mu? | Open Subtitles | هل سمعتِ صوت الرعد ؟ |
Hanımefendi... Gök gürültüsünü dinleyin. | Open Subtitles | سيدتي، أصغي إلى الرعد |
Ya da tekrar "Gök gürültüsünü"? | Open Subtitles | أو الرعد فقط مرة أخرى؟ |
Gök gürültüsünü sevmem. | Open Subtitles | لا أحب الرعد حقاً. |
Gök gürültüsünü dinle. | Open Subtitles | استمعي إلى الرعد |
Gök gürültüsünü dinle! | Open Subtitles | ! استمعي إلى الرعد |
Gök gürültüsünü getireceğim. | Open Subtitles | سأجلب الرعد |