| Yakında ortalık kan gölüne dönecek. Önce, siyahlar beyazlarla savaşacak. | Open Subtitles | أن حمام الدم الآخير قادم بين السود والبيض |
| Bize baya bir sargı bezi lazım, çünkü ortalık kan gölüne dönecek gibi. | Open Subtitles | سنحتاج إلى الكثير من ورق كلينيكس سيكون هناك حمام دم. |
| Basit, sıradan bir cinayeti kan gölüne çevirdin. | Open Subtitles | لقد استدرت للقتال سوف يكون هناك حمام من الدم |
| Dikkatinizi lav gölüne verin, yukarı bakın ve yolundan çekilin. | Open Subtitles | إبقاء انتباهكم باتجاه بحيرة الحمم البركانية، والتحرك للخروج عن طريقها. |
| Ülkemiz Kenya'nın tam Kuzeyindeki... ...bu tür bir göl olan Turkana gölüne gidelim. | TED | لذا دعونا نذهب إلى بحيرة توركانا، التي تُعد واحدة مجرد حوض البحيرة في أقصى شمال بلادنا، كينيا. |
| Ablamın ölmeden hemen önce niye Achiara gölüne gittiğini söyle bana. | Open Subtitles | اخبريني بسبب ذهاب أختي إلى بحيرة أتشيارا |
| Önceki gibi ortalığı kan gölüne dönüştürme. | Open Subtitles | جرب ولا تدع الأمر يتحول إلى حمام دم، ليس كالمرة الأخيرة |
| Uyandığında, salon, kan gölüne dönmüştü diyor. | Open Subtitles | عندما إستيقظ، غرفة المعيشة كانت حمام دمّ. |
| Uyandığında, salon, kan gölüne dönmüştü diyor. | Open Subtitles | عندما إستيقظ، غرفة المعيشة كانت حمام دمّ. |
| Kan gölüne dönmüş olan bu yere daha çok itfaiyeci geldiğinden, siren seslerini hâlâ duyabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك ان تسمع صفير الانذار فى الخلف حيث وصل العديد من المقاتلين الى هنا فى مشهد حمام الدماء |
| Bayanlar baylar etraf birazdan kan gölüne dönecek. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة لدينا حمام من الدماء على وشك الحدوث |
| Ayrıca zamanında gösterilere iştirak etmeselerdi ortalık kan gölüne de dönmezdi. | Open Subtitles | وربما تلك المظاهرات لم تكن لتتحول إلى حمام دم كما أصبحت إن لم يكونوا هناك. |
| Bundan 20 yıl önce bugün, bir Sovyet jet savaş uçağı Spandau gölüne çakıldı. | Open Subtitles | منذ 20 عام مضت، سقطت طائرة مقاتلة سوفييتية على مقربة من بحيرة سبانداو |
| Tahoe gölüne gitti. Amcasının Nevada yakasında bir evi var. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى بحيرة تاهوى يملك عمها كابينة هناك على جانب نيفادا |
| Yaklaşık yarım mil aşağıda Meksika Körfezi'nin dibinde 20 metre uzunluğunda olan kendi kumlu sahiline sahip bir su altı gölüne rastladılar. | Open Subtitles | على عمق أكثر من نصف ميل في قاع خليج المكسيك صادفوا ما يبدو وكأنه بحيرة تحت الماء |
| Biz senin ölmüş oğlunu uzay gemisinde gördüğüne inanıyoruz ama ben Superior gölüne gidemiyorum? | Open Subtitles | هل من المفروض أن نصدق قصتك عن رؤيتك لإبنك في مركة فضائية ولكن لا يمكن لي أن أنزل تحت بحيرة |
| "sıradan günahkârlar bir ateş gölüne atılır... | Open Subtitles | الأوغاد العاديون يقذفون في بحيرة من النار |
| Dağın eteğinden geçip... Kaibab Platosu'na, oradan da Powell gölüne gidiyor. | Open Subtitles | غرب أرض الجولف ،يتقابل مع تلال سفحية و يستمر حتى السهل ثم يتجه إلى البحيرة |
| 2015 yılında, Mayıs'ın ortalarında, aktif mayın tarlaları üzerinden kimsenin farketmediği Cuito nehrinin kaynak gölüne -- bu dünya dışı yere geçit sağladık; çok eski, el değmemiş vahşi doğaya. | TED | وفي منتصف ماي في عام 2015، قمنا بدور الريادة في دخول حقول الألغام النشطة لبحيرة المنبع غير الموثقة لنهر كويتو... هذا العالم الآخر؛ الحياة البرية القديمة التي لم يمسها أحد. |
| Tam gününün nasıl geçtiğinden bahsediyoruz, şu kan gölüne... - ...dönmüş suç mahallinden... | Open Subtitles | حسن، للحظة كنّا نتحدّث عن يومها تعرف، حمّام الدم ذاك |
| Benzin gölüne batmış olduğunu fark etmenden önce mi, sonra mı? | Open Subtitles | هل كان هذا قبل أم بعد أن لاحظت أنك تقف وسط بركة من البنزين؟ |
| Tri Pi'deki sürtükler onu çoktan Canyon gölüne götürdü bile. | Open Subtitles | الفاسقات في النسبة الثابتةِ ثلاثيةِ لَها أَخذتْها إلى بحيرةِ الوادي، |