| görünüşte, bu sadece insanları "Ahh!" dedirtmek için tasarlanış küçük bir havai fişek. | Open Subtitles | تبدو هذه ظاهرياً مجرد قطعة من الألعاب النارية صُممت لتدخل السرور إلى قلوبنا. |
| Fakat hayatta kalanların çoğunluğunun, görünüşte zarar görmediğini farzediyorum. | Open Subtitles | لكننى أفترض أن معظم الناجين خرجوا من الحرب سالمين ظاهرياً |
| - bu da video dükkanının görünüşte kapalı olduğu anlamına gelir! | Open Subtitles | واللذي يعني ان متجر الافلام ظاهرياً مغلق |
| görünüşte, L ve polis beni yakalamak için çalışıyorlar. | Open Subtitles | بحسب الظاهر أن إل والشرطة يعملان معاً للإمساك بي |
| Bu değişim, biçimde ve görünüşte yaşanır. | Open Subtitles | تغير بالشكل و في الظاهر |
| görünüşte, ben sadece Marty'le neler yaptığınızı görmek için uğradım. | Open Subtitles | ظاهريا , أنا توقفت هنا لأرى مالذي تفعلونه مع "مارتي" ؟ |
| olacak adam görünüşte bir şey yapmak tutmak için gidiyor onun boktan kariyerine. | Open Subtitles | الرجل الذى على ما يبدو سيفعل اى شئ للحفاظ على مستقبله المهنى مستمر. |
| Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımladığına göre, tarama, görünüşte sağlıklı bir insanda bilinmeyen bir hastalığın, hızlı ve kolay uygulanabilen testler yoluyla varsayımsal olarak tanımlanmasıdır. | TED | وكما عرفته منظمة الصحة العالمية، الكشف: وهو افتراض الكشف عن مرض غير مشخص داخل شخص يبدو بصحة جيدة بواسطة اختبارات يمكن تطبيقها بسرعة وسهولة |
| - görünüşte hasta değil. Ama doktor ateşinin yükseldiğini söylüyor. | Open Subtitles | ليس ظاهرياً, لكن الطبيب يقول إن حرارته ترتفع |
| "görünüşte çekici, arkadaşlık edinmekte ve sürdürmekte zorluk yaşama. " | Open Subtitles | لطفاء ظاهرياً صعوبة في عمل واستمرار الصداقات |
| Şimdi, bu apaçık ortada olmayabilir ama ben ve bu levrek gibi görünüşte farklı canlılar aslında vücudumuzun planı söz konusu olduğunda son derece benzerler. | Open Subtitles | ربما لا يبدو ذلك واضحاً لكن المخلوقات المختلفة ظاهرياً مثلي أنا و سمكة القاروص هذه هي شديدة التشابه في الحقيقة عند النظر إلى تصميم الجسم |
| - Sadece görünüşte. Tabii ama dikkat çekmememiz gerek. | Open Subtitles | ـ فقط ظاهرياً ـ صحيح، لكن من المهم أن تبقى بعيداً عن الأنظار |
| - Sadece görünüşte. Evet ama dikkat çekmemek çok önemli. | Open Subtitles | ـ فقط ظاهرياً ـ صحيح، لكن من المهم أن تبقى بعيداً عن الأنظار |
| görünüşte iyi ayarlanmış tuzu kuru gençlerden oluşturulmuş bir grup genç aralarında sinsi bağlantıların olduğu aileler tarafından kurulmuş lanetli bir kütüphanede öldürüldüler. | Open Subtitles | مجموعة من المراهقين الذين يبدون ظاهرياً طبيعيين صالحين، وأثرياء، قُتِلوا داخل مكتبة ملعونة بنيت على أرض، بالمصادفة، جميع أهاليهم تربطهم علاقة مهنية خبيثة بهذه الأرض |
| Tamam, bunu ivmeyle çarparsak biz... görünüşte iyi olan, bu gidişatla sıfırın altında not alacak bir hanımefendi elde ederiz. | Open Subtitles | حسناً إذا أوجدنا حاصل ضرب ذلك في معدل التسارع سنحصل على... سيدة ظاهرياً بخير |
| Korkarım ki sadece görünüşte öyleydi. | Open Subtitles | أخشى أنّ هذا هو الظاهر فقط |
| Evet, görünüşte yasal. | Open Subtitles | نعم في الظاهر |
| ..görünüşte güzel olmaya çalışşan da içinde.. | Open Subtitles | أنه من الممكن أن تكون جميلا ظاهريا |
| görünüşte çok basit bir sergiydi. | TED | كان تثبيتا بسيطا جدا ظاهريا. |
| Ve görünüşte imkansız olası olduğu yeri size göstermiştim. | TED | و لقد أريتكم اللقطات التي توضح أم ما يبدو مستحيلا ههو ممكن. |
| Ve hatırlayın, lütfen ana mesajımı hatırlayın, neydi: görünüşte imkansız olasıdır. | TED | و تذكروا, أرجوكم تذكروا رسالتي الأساسية, وهي :ما يبدو مستحيلا هو في الواقع ممكن. |