"görüyorsunuz --" - Traduction Turc en Arabe

    • ترون
        
    İyi, daha zengin ve sağlıklı olmanın hoş bir hikayesini görüyorsunuz -- herkes karbon diyoksit salınımının bedeliyle yaptı. TED حسنا,ترون قصة الإغتناء السعيدة و الصحة الأفضل-- و الكل حصل على هذا على حساب إنبعاثات غاز ثاني أكسيد الكربون.
    Sol tarafta yeni bir patlama sonucu oluşan lav-tüpü oluşumunu görüyorsunuz -- Sicilya'daki Etna Dağı'nın patlaması -- ve bu tüpler bu şekilde oluşuyorlar. TED على اليسار ترون تشكل قنوات حمم بركانية وفي آخر ثوران -- قمة إيتنا في صقلية -- وهذه هي طريقة تشكل تلك القنوات.
    Dişlerde de bazı artifaktlar görüyorsunuz -- bunlar diş dolguları -- bunları görüyorsunuz çünkü ayarları sadece metalleri gösterecek ve bunun dışındaki herşeyi şeffaflaştıracak hale getirdim. TED وكما ترون بعض التشوش ..بسبب الاسنان بسب حشوة الاسنان وهي واضحة تماماً بسبب وجود " امرٍ " لاظهار المواد المعدنية وجعل البقية " شفافة "
    Bizler, bir tür olarak Afrika'nın bozkırlarında evrimleştik, ama baktığınız zaman insanların her tür ortama göz ettiğini görüyorsunuz -- çöllere, ormanlara, Sibirya'nın buzul ovalarına, --çok ama çok zor iklimlere -- Amerika'ya, Avusturalya'ya, Asya'ya. Her bir göç bir öğrenme sürecini içeriyor -- TED تطوّرْنا ككائناتٍ في الأراضي السّافانا الإفريقية، لكن من ثمّ ترون بشراً يهاجرون نحو أوساطٍ جديدةٍ ـــ نحو الصّحارى، نحو الغابات، نحو سهول التَّندرة السّيبيرية خلال العصر الجليدي ــ أوساطٌ قاسيّةٌ، قاسيّة ــ نحو الأمريكتين، نحو أستراليا. كلّ هجرةٍ اشتملت على تعلّمٍ
    Dolayısıyla, bu resimler bir kere edinildiğinde ve hekim, gerekli tüm güvenlik sınırını belirlediğinde esasen bir nokta seçmiş olur. -- imlecin olduğu yerin ortasında yuvarlak bir nokta görüyorsunuz -- ve "sonicate" adlı mavi düğmeye basar. TED ما إن يتم الحصول على تلك الصور ويقوم الطبيب بتحديد جميع حدود السلامة الضرورية، وهلم جرا، يقوم باختيار نقطة معيّـنة -- ترون تلك النقطة الدائريّة في المنتصف، حيث مكان المؤشر -- ثم يضغط هذا الزر الأزرق المسمّى "سونيكايت".
    Bir Irak gazisi olan Lane, -- sol tarafımda görüyorsunuz -- Amazon İnternet sitesinden üniformasının altı için bir çift Spanx siparişi verecekti, böylece her akşam göreve çıktığından pantolonu daha iyi oturabilirdi. TED اذن لاين، من المحاربين القدماء بالعراق-- ترون صورتها على يساري-- قررت الذهاب إلى الأمازون وطلبت زوجاً من Spanx لكي يكون السروال مناسبا لمقاسها في كل ليلة تخرج فيها في مهمة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus