O gemiye giden Kane, orada binlerce yumurta gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | الذى دخل تلك المركبه قال أنه رأى ألاف البيوض الآلآف |
Ben de tam emin değilim. Doktor, EKG sonuçlarında bir şey gördüğünü söyledi birkaç test yapmak istiyormuş. | Open Subtitles | نعم, لا أعلم بالتأكيد أحد الأطباء قال بأنه رأى أمراً في تخطيط القلب. |
O da bana benim etrafımda bir enerji gördüğünü söyledi. | TED | فقالت لي أنها رأت هالة من الطاقة تحيط بي |
Kıza çarpan kamyoncu ormanda birden ortaya çıkan bir şey gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | ،مثلما صدم سائق الشاحنة ذلك الفتاة يقول أنه رأى شيئاً ينبثق من الغابة |
Fargo bir şey gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | فارغو قال بأنّه رأى شيئا |
Seni, yemin töreni sırasında gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالَ بأنّه رَأى المدّعية العامة "ما" أثناء حفل إداء. |
Ayrıca Brendan'ı direksiyonun başına koyan iki şüpheli gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | وقال انه شاهد اثنين من المشتبه بهم وضع جسده خلف عجلة القيادة |
Joan Fisher, Taylor'ı klinikte gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | (جون فيشر) أخبرتني بأنها رأت (تايلر) في عيادة "باندي" |
- Adamın biri burada beyaz bir minibüs gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | شخص ما قال أنه رأى شاحنة نقل بيضاء متوقفة هنا |
Metroda, zamanı durduran bir adam gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | , في القطار قال أنه رأى رجلاً يمكنه ايقاف الوقت |
Aria, baban öldürüldüğü gece Melissa'yı Allison'ın evinin önünde gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | آريا ، والدك قال أنه رأى ميليسا خارج منزل آلي في ليلة مقتلها |
Bu sabah orada tanımadığı bir yüz gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه رأى وجه غير مألوف هناك هذا الصباح |
O gece, Choi Dong Hen ve çetesini olay yerinde gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه رأى تشوي دونغ هين وعصابته .بالقرب من مسرح الجريمة تلك الليلة |
İhbar hattına gelen aramaya göre birisi Cheddar'ı bu sokakta gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | حسنا, حسب المكالمة التي تلقيناها احدهم قال بأنه رأى تشيدار في هذه المنطقة |
Bahçede bir adam gördüğünü söyledi. Ama ben bir şey görmedim. | Open Subtitles | قالت أنها رأت رجل فى الحديقه وأنا لم أرى شئ |
Bir tanık, onun Ana Maria'yla konuştuğunu gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | شاهدة قالت لنا أنها رأت أنجيلا تتحدث مع آنا ماريا |
Evsiz adamın nerede uyduğuna aldırmadan üç gece önce saat on sularında sokağınızda kaçan birini gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | بغض النظر عن المكان الذي ينام فيه الرجل المشرد يقول أنه رأى رجلا يطارد في زقاقك قبل ليلتين ، حوالى الساعة العاشرة مساء |
Dehşet verici bir şey gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | قال بأنّه رأى شيئاً شيء فظيع |
Halam gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | تعتقد عمتي بأنها قد رأته |
Seni 10 saniye kadar oyunda gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنهُ رآك فى المسرحية لمدة عشر ثواني |
geçen gece, kızımız beni ve eşimi uyandırdı. Penceresinin dışında birini gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أيقظتني ابنتي أنا وزوجتي البارحة قالت إنها رأت شخصاً خارج نافذتها |
Cinayeti geçmekte olan bir banliyö treninin penceresinden gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها رأت الجريمة من خلال نوافذ القطارِ المار. |
Patlamadan önce bir alev gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرني انه رأى شعله قبل الإنفجار |
İki kere ölüm tehlikesi atlattı. İkisinde de onu gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أوشكت على الموت مرتين الشهر الماضي و كل مرة قالت أنها رأته |
Araştırmamız sırasında, kapıcı bize, kadının Pazar gecesi eve girdiğini gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | خلال تحقيقاتنا البّواب أخبرنا أنه رآها وصلت إلى شقتها مساء الأحد، |