Hızlıca, göreceğiniz şey, sahaya inmeden birkaç dakika önce Juliano Pinto dış iskeletli olarak topa vurdu ve bunu bütün kalabalığın önünde tekrar yaptı. Göreceğiniz ışıklar operasyonu tarif etmektedir. | TED | ما سترونه بسرعة هو جوليانو بينتو بالهيكل الخارجي وهو ينفذ ركلته قبل دقائق قليلة من النزول إلى أرض الملعب وتنفيذ الإنجاز الحقيقي أمام الجمهور كافة، والأضواء التي سترونها تصف العملية. |
Muhtemelen göreceğiniz şey şu anda gelecekle ilgili düşüncemizi domine eden hakim kültür merceğidir: teknoloji. | TED | ما سترونه على الأرجح هو العدسة الثقافية المهيمنة التي تحكم نظرتنا عن المستقبل في هذه اللحظة: التكنولوجيا. |
Birazdan göreceğiniz şey yapay evrimi kullanarak yürümeyi öğrenen bir, iki ayaklı. | TED | ما سترونه بعد قليل هو شكل ذو قدمين بسيط جدا كان قد تعلم المشي باستخدام التطور الاصطناعي |
göreceğiniz şey, ekonomistlerin bahsettiği ekonominin kutuplaşması olayı. | TED | وأساساً ما سترونه هو ما يتحدث عنه الإقتصاديون كإستقطاب للإقتصاد . |
Birazdan göreceğiniz şey çok gizli dosyalardan da gizli. | Open Subtitles | ما سترونه يصنف أكثر من سري للغاية |
göreceğiniz şey, karmaşık 3 boyutlu yapılara sahip nano boyutlarda binlerce biyomolekül olurdu. Bunlar o elektrik sinyallerini ve kimyasal alışverişleri kontrol ederek nöronların birlikte çalışmasını, dolayısıyla düşünce, duygu ve benzeri şeyleri üretmelerini sağlıyorlar. | TED | فإن ما سترونه هو آلاف وآلاف الأنواع من الجزيئات الحيوية، ماكينات بحجم النانو مرتبة بشكل معقد ، في نمط ثلاثي الأبعاد، وتتوسط سويا تلك النبضات الكهربائية، تلك التبادلات الكيميائية هي التي تسمح للخلايا العصبية بالعمل معا لتولد أشياء مثل الأفكار والأحاسيس وما إلى ذلك. |
Birazdan göreceğiniz şey Manhattan Emniyet müdürlüğüne ait üçüncü sorgu odasının güvenlik kameraları görüntüsüdür. | Open Subtitles | ..ما سترونه الآن عبارة عن لقطات كاميرا في غرفة الاستجواب (في مقر الشرطة الرئيسي في (منهاتن |