Ancak hastalar için, gözle görülemez. Tüm Görecekleri budur. | TED | ولكن, بالنسبة للمريض, انها شفافة. هذا كل ما سيرونه. |
Vede Görecekleri tek şey onların seni ne kadar çok sevdiği olacak. | Open Subtitles | كل ما سيرونه هو مقدار الحب الذي يكنونه لك |
Görecekleri bu değil. | Open Subtitles | إنه ليس الشئ الذي سوف يرونه. |
Görecekleri son şeyi. | Open Subtitles | اخر شيء سوف يرونه . |
Bence Görecekleri tek şey benim kıçım, çünkü ben bu kapıdan çıkarken sadece onu görecekler. | Open Subtitles | حَسناً، أَوْشَكَت أَنْ اعطيهم رضا مؤخرتى، لان هذا ما سيرونه عندما اخرج من هذا الباب. |
Eğer bunu denersen, tek Görecekleri birinin hapse girdikleri olacak. | Open Subtitles | وكل ما سيرونه أن شخصاً سوف يذهب إلى السجن |
Düşüncesi bile güzel olan şey şu ki, eğer bize yakın bir yıldızın yörüngesindeki gezegende zeki yaratıklar varsa ve bizim inşa etmeye çalıştığımız türden karmaşık uzay teleskobu yapmışlarsa tüm Görecekleri bu soluk mavi nokta, iğne deliği kadar ışık. | TED | لكن الأكثر روعة هو اعتبار أنه إذا كان هناك فضائيون أذكياء يدورون داخل كوكب حول نجم قريب منا وصنعوا تلسكوبا فضائيا متطورا مثل هذا التلسكوب الذي نحن في طور بنائه كلما سيرونه هو تلك النقطة الزرقاء الشاحبة بصيص من الضوء |