O kadar kanın içinde peruğu görmemişlerdir. Peruğun altındaydı işte. | Open Subtitles | مع كل تلكَ الدماء، لم يروا جهاز الإستقبال |
Bunun gibi bir kılıcı hiç görmemişlerdir, iddiaya var mısın? | Open Subtitles | أتراهن أنهم لم يروا سيفاً كهذا أبداً؟ |
Doktorları böyle bir hastalığı daha önce görmemişlerdir. | Open Subtitles | والاطباء لم يروا مثل هذه الاعراض من قبل |
Hiç böyle çalışan bir takım görmemişlerdir. | Open Subtitles | لم يروا أسرى يعملون هكذا أبدا |
Umarım görmemişlerdir, Tommy. | Open Subtitles | أتمنى أنهم لم يروه تومي أنا |
Sonra, Arvid ve Harald arabaya atlarlar. Birbirlerini birkaç yıldan beri görmemişlerdir. | Open Subtitles | (ارفيد)و(هاوراد) تجولا بالسيارة، إنهم لم يروا بعضهم البعض منذ سنوات |
Belki hiçbir şey görmemişlerdir. Hayatım... | Open Subtitles | لا بأس, ربما لم يروا شيئاً |
Ya da belki de hiçbir şey görmemişlerdir. | Open Subtitles | أو ربّما لمْ يروا أيّ شيءٍ. |
O herifler hayatlarında mayın nedir görmemişlerdir. | Open Subtitles | (لم يروا لغماً في حياتهم في (جنيف |
Doktorlarınız muhtemelen böyle bir şey görmemişlerdir. | Open Subtitles | اطبائك ربما لم يروه |