Ve kanıtlar gösterecektir ki bu iyiliğe korkunç bir şekilde ihanet etmiştir soygun ve cinayet. | Open Subtitles | و ستظهر لكم الأدلة أنها قابلت المعروف بالخيانة السرقة , و القتل |
Kanıtlar sizlere gösterecektir ki onlar benden arkadaşlarım hakkında yalan söylememi istediler. | Open Subtitles | الادلة ستظهر انهم كانو يريدونني ان اخون اصدقائي |
Eyalet sanığın sadece yakın geçmişteki en katı ve iyi planlanmış cinayeti işlediğini değil bunun yanı sıra oldukça bencil bir birey olup bir kusurun ardına gizlenerek kendisi dışında herkesten nefret eden biri olduğunu da gösterecektir. | Open Subtitles | الإدعاء سيظهر أن المتهمة لم ترتكب أكثر الجرائم قسوة |
DNA analizi, oğlunun hastalığa spesifik kromozom mutasyonunun neden olup olmadığını gösterecektir. | Open Subtitles | تحليل الحمض النووي سيظهر إن كان ابنك لديه نفس التحور الكروموسومي المسبب للمرض |
Eğer bunu yeterince uzun izlerseniz nehir size her şeyi gösterecektir. | Open Subtitles | إذا شاهدته لمدة طويلة بما يكفي فسوف يريك النهر كل شيء |
- Endişelendiğim falan yok. Balistik raporu Flynn'le Hans'ın birbirlerini vurduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | لست قلقاً، سيثبت مبحث القذافة أن (فلين) و (هانز) أطلقا النار على بعضيهما |
Hazır olduğunda, kendini sana gösterecektir. | Open Subtitles | عندما تكون مستعداً سيكشف نفسه لك |
Kayıtlar yeni okuluma Eylül'ün yirmi üçünde başladığımı gösterecektir. | Open Subtitles | السجلات سوف تظهر بأني بدأت في مدرستي الجديدة في الـ 23 من سبتمبر |
Kanımın silahının namlusuna patladığı nokta tam temaslı bir atış olduğunu gösterecektir. Boğuşmalarda son derece alışılmamış bir durumdur. | Open Subtitles | ستظهر طلقة سطحيّة مباشرة مستبعدة جدّاً خلال المقاومة |
Tomografi bize sadece kafatasını bir arada tutan tabakayı ve çivileri gösterecektir. | Open Subtitles | الأشعة المقطعية فقط ستظهر المسامير واللوحة المعدنية التي تثبت جمجمته |
Bu suçlamaların tamamen kurmaca olduğunu gerçekler gösterecektir. | Open Subtitles | ستظهر الحقائق إن هذه الادعائات بدون أى دليل. |
Adamlarının yapacağı barut tortusu testi muhtemelen bu adamın yakın bir zamanda ateş etmediğini de gösterecektir. | Open Subtitles | أنا أضن بأن جماعتك لو أجروا اختبار جي اس آر سيظهر انه لم يطرد أحداً مؤخراً |
Bahane bulması ya da reddetmesi, onu daha da çıkmaza sokacaktır ama pişmanlık ifadesi, dersini aldığını bir daha böyle bir işe... kalkışmayacağını rehabilite olmuş bir kişi olarak özgür hayata dönmek istediğini gösterecektir. | Open Subtitles | أي عذر أو إنكار لن يؤدي إلا ضرره في حين ان الندم سيظهر له انه تعلم من الدرس وانه جاهز للعودة للمجتمع |
Sütunun sayısal tomografisi içsel dengesizliğin yerini gösterecektir. | Open Subtitles | التصوير المقطعي الرقمي للعمود سيظهر بالتحديد مكان عدم الإسقرار الداخلي |
Tanrı zamanı gelince sana gösterecektir. | Open Subtitles | سوف يريك الرب في الوقت الذي يريده مناسبا |
Ne zaman bundan kötüsü olamaz diye düşündüğünüzde kader öyle olmadığını gösterecektir. | Open Subtitles | وفقط عندما تعتقد ان الامور لا يمكن ان تكون اسوأ يريك القدر ان هناك مشاكل اكبر مما لديك الآن |
Freya da olsa yolu gösterecektir." | Open Subtitles | لكن فريا سوف يريك الطريق الصحيح |
- Evet. Eminim DNA testi, babasının Giles McNamara olduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | أجل، متأكدة أنّ فحصاً للحمض النووي سيثبت أن (جايلز ماكنامارا) كان والدها. |
Ve süreç bunu size gösterecektir. | Open Subtitles | المدعي نفسه سيثبت هذا الأمر |
Eminim çok yakında kendini gösterecektir. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنه سيكشف حقيقة نفسه قريبًا |
Tanrı zamanı geldiğinde amacını gösterecektir. | Open Subtitles | فـ(الله) سيكشف هذه الأهداف عندما يحين الوقت |
Araçlar hâlâ sıcak, termal kameralar gösterecektir. | Open Subtitles | التيارات الحراريه سوف تظهر أن السيارات مازالت ساخنه |
Zeminde florasanlı şeritler size en yakın çıkışı gösterecektir. | Open Subtitles | المصابيح المثبتة على الارضية ستقودكم الى اقرب مخرج طوارئ لكم |