İşte size barbekü ya da diğer radyant ısı kaynağı yoğunluğunun siz uzaklaştıkça nasıl azaldığını gösteren bir hesaplama. | TED | هذه حسابات تظهر كيف ان موقد الشواء او اي من مصادر الاشعاع الحراري تتغير كلما ابتعدت عنها |
Burada, yetersiz demokrasiyi gösteren bir resim görüyorsunuz. | TED | ماترونه هنا صورة تظهر ديمقراطية غير كافية. |
Bu, cumhuriyetimizin kurtuluşu için bizim ordumuzun önemini gösteren bir alegori. | Open Subtitles | هذارمز يُظهر أهمية جيشنا أهميته لتحرير جمهوريتنا |
Maymunları aşk yaparken gösteren bir web sitesi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف موقع الكتروني يُظهر لك القرود وهم يفعلونها |
Size bu kadar mucize gösteren bir tanrı işini tamamlamadan Musa'nın ölmesine izin verir mi? | Open Subtitles | أيمكن لله الذى أراكم مثل هذه المعجزات أن يدع موسى يموت قبل أن يُتم رسالته ؟ |
Size bu kadar mucize gösteren bir Tanrı işini tamamlamadan Musa'nın ölmesine izin verir mi? | Open Subtitles | أيمكن لله الذى أراكم مثل هذه المعجزات أن يدع موسى يموت قبل أن يُتم رسالته ؟ |
Daha sonra maymunun kafesine protez kolun hareketlerini gösteren bir görüntü monitörü yerleştirildi. Maymun bu görüntü karşısında şaşkına döndü. | TED | ثم وضع شاشة فيديو في قفص السعادين تري السعدان هاته اليد الإصطناعية، فافتتن بها السعدان، |
Onun öldüğünü gösteren bir işaret görmedim. | Open Subtitles | هل هو على قيد الحياة؟ لا أرى شيء يدل على موته |
Sigaradan ölen Amerikalılıarın sayısını gösteren bir çalışma yapmak istedim. | TED | أردت أن أعمل لوحة تظهر العدد الفعلي للأمريكيين الذي يموتون من التدخين. |
Hindistan hükümeti bu binanın Delhi'deki en sağlıklı bina olduğunu gösteren bir çalışma keşfettiler ya da yayınladılar. | TED | إكتشفت حكومة الهند أو نشرت دراسة تظهر أن هذا هو أصح مبنى في نيو دلهي |
Tetiği çekmeye zorlandığını ya da öldüğünde kendinde olmadığını gösteren bir morluk ya da iz yok. | Open Subtitles | لا كدمات أو علامات تظهر أنها أجبرت على سحب الزناد أو كانت غائبة عن الوعي عندما ماتت |
Qinling Dağları'nda bu geleneklerin ne kadar önemli olabileceğini bize gösteren bir örnek var. | Open Subtitles | في جبال كوين لنق هناك قصة واحدة التي تظهر مدى قيمة هذه التقاليد. |
Yere yatıp karnını diğer köpeğe gösteren bir köpek gördün mü hiç? | Open Subtitles | أوَرأيتَ قبلاً كلبّاً مُضجعاً يُظهر بطنه لكلبٍ آخرٍ؟ |
Kamerayı kullanabildiğimi gösteren bir şey. | Open Subtitles | شىء يُظهر أننى أستطيع تحريك كاميرا. |
Ancak Florida'daki, Grassy Key Araştırma Merkezinde aklın bir türünü gösteren bir yunus var. | Open Subtitles | إلا أن دولفيناً في مركز أبحاث "جراسي كي" في فلوريدا يُظهر شكلاً من الذكاء. |
Size Frank Shen ve Professor Nathan Micheal tarafından geliştirilen robotun binaya ilk kez girdiğinde ve uçuş sırasında harita oluşturmasını gösteren bir video göstereceğim. | TED | أريد أن أعرض عليكم مشهداً عن الطريقة التي طوّرها " فرانك شين" والبروفوسور "ناثان مايكل" والذي يُظهر روبوتاً يدخل مبنىً للمرة الأولى ويبني هذه الخريطة فوراً. |
Ve göreceğiniz ilk şey, çapraz yaklaşık bir metre kesit gösteren bir ekran. | TED | واول شيء يمكن ان ترونه هو شاشة شفافة بعرض متر واحد |
Polisler, evini ve banka hesaplarını aradılar... ve uyuşturucu satıcılarına dâhil olduğunu gösteren bir kayıt bulamadılar. | Open Subtitles | فتشت الشرطة الكندية منزله و سجلاته المصرفية ولم يعثروا على شيء يدل على تورطه مع عصابة مخدرات |