| Kadınlar, "Özgürlük Meydanı" olarak bilinen bu yerde, ırk ayrımı yasalarına karşı yapılan gösterilere katılmıştı. | TED | وتسمى هذه الساحة أيضا ساحة الحرية، حيث كانت النساء جزء من المظاهرات ضد قوانين الفصل العنصري. |
| Bu durum gösterilere, hatta bazen şiddete neden oluyor. | TED | لذلك هذا ما يشعل المظاهرات وأحيانًا، يصل إلى العنف. |
| Paris'te öğrenciyken... gösterilere, yürüyüşlere, kalabalığa, slogan atmalara bayılırdım. | Open Subtitles | حين كنت طالبا بباريس أحببت المظاهرات والمسيرات السلمية، الزحام.. الهتافات |
| Martha'nın üzümbağına jet gezisi, yemek ve çiçek dolu kulübe, bileti tükenmiş gösterilere özel bilet, Carlyle'da içki. | Open Subtitles | الطائرة إلى مارثا فينيارد. منزل ملئ بالمواد الغذائية والزهور مقاعد مميزة فى العروض المسرحية .. |
| Yani, insanlar bu gösterilere gelip konuşurlar böyle yaparlar. | Open Subtitles | الناس تأتي لهذه العروض و تتحدث هذا ما يفعلونه |
| Ayrıca dinlemeyi de severim. Konserlere veya gösterilere giderim. | Open Subtitles | . لكني أحب الإستماع أحب مشاهدة العروض وماشابه |
| Lanet herifler. O günden beri ülkedeki tüm gösterilere katıldı ve... 1998 de IMF'de tutuklandı. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين كان هو المسئول عن كل المظاهرات التى حدثت فى المنطقة |
| Ayrıca zamanında gösterilere iştirak etmeselerdi ortalık kan gölüne de dönmezdi. | Open Subtitles | وربما تلك المظاهرات لم تكن لتتحول إلى حمام دم كما أصبحت إن لم يكونوا هناك. |
| Dün, borsa, Arap dünyasındaki gösterilere ani bir tepki gösterdi. | Open Subtitles | بالأمس ، تأثرت البورصة بشدة ..بسبب المظاهرات في جميع الدول العربية |
| Eminim gösterilere katılıp el ilanları dağıtmışsındır... | Open Subtitles | أنا متأكد بأنك كُنت ضليعاً في المظاهرات و توزيع المنشورات |
| Bu gösterilere bir son verdirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب ان نضع حداً لهذه المظاهرات |
| Bütün gösterilere giderdim. | Open Subtitles | كنت أحضر جميع العروض الباليه والأوبرا في سياتل |
| gösterilere bilet almayı öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | علينا معرفة كيف نحجز تذاكر العروض |
| gösterilere son vermenin zamanı geldi. | Open Subtitles | إنه الوقت المُناسب لإيقاف العروض. |
| Cumartesileri oğlumu gösterilere götürürüm. | Open Subtitles | في أيام الأحد أخذت ابني من أجل العروض |
| Yığınla çıtır kız geliyor bu gösterilere. | Open Subtitles | الكثير من الفتيات يذهبن إلى هذه العروض. |