Mutlu bir şekilde bakmak isteyen herkese şaheserlerini gösteriyorlar. | TED | بل يعرضون تحفهم الفنية وهم بغاية السعادة لأي شخص يريد أن يراها. |
lrmağın orada klasik Mughal-e-Azam filmini gösteriyorlar. | Open Subtitles | في السينما التي جنب البحيرة يعرضون فلم المغول الاعظم |
Bak Laado, senin reklamını gösteriyorlar. | Open Subtitles | انظري يا عزيزتي، إنّهم يعرضون إعلانك أيّ واحد؟ |
- Renkli halini olarak gösteriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرضونه بالنسخة ذات المشهد الملون المعاد ترميمه حسنًا |
Çoğu bilimci deniz seviyesi yükselmesinden bahsederken şöyle bir senaryo gösteriyorlar. | TED | عندما يتحدث معظم العلماء عن ارتفاع مستوى البحر، فهم يظهرون رسما بيانيا كهذا. |
Evet çünkü ne zaman televizyonu açsam, benim kıçımı gösteriyorlar. | Open Subtitles | فقط كوس في كل مرة ألقي نظرة على إختصار، أنها تظهر صورة من مؤخرتي. |
Bize donanma kimliklerini gösteriyorlar. Kimliğimizi belirtmemizi istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يكشفون عن أنفسم للأسطول، ويطلبون منا التعريف عن أنفسنا |
Sanki askere yazılırsan tüm hayatını düzene koyacakmışsın gibi gösteriyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم, يجعلونه يبدو وكأنك خدمت وقد أمنت على حياتك |
Ayrıca fotoğraflarınızı da New City'deki lokanta civarında gösteriyorlar. | Open Subtitles | انهم أيضا يعرضون صورتك على مطاعم نيو سيتى |
Film gösteriyorlar, konuşmalar yapıyorlar. | TED | يعرضون أفلاما ، يلقون كلمات، وهلم جرا. |
Bu yüzden insanlara öyle şeyler gösteriyorlar. | Open Subtitles | لهذا هم يعرضون الأمر على العامة |
Eski Westernleri gösteriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرضون جميع الأفلام الغرب القديمة. |
Müze tarafında eski filmler gösteriyorlar. | Open Subtitles | يعرضون الأفلام القديمة على جانب المتحف. |
Her cuma gecesi lazerlerini... gösteriyorlar. | Open Subtitles | هم يعرضون ما لديهم كل جمعة بالليل |
Gerçekten çok entelektüel. Entelektüel filmler gösteriyorlar. | Open Subtitles | إنها أفلام ثقافية يعرضون أفلاماً ثقافية |
Şimdi şoför kurslarında millete gösteriyorlar. | Open Subtitles | الآن أصبحوا يعرضونه بأقسام التدريس. |
Sonra bu diziyi dizi seçenlere gösteriyorlar. | Open Subtitles | ثم يعرضونه على الناس التي تختار بينها |
Sık sık televizyonda gösteriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرضونه على التلفاز كثيراً... |
Ama aslında yaptıkları şey bugün teknoloji ile nelerin mümkün olduğunu gösteriyorlar. | TED | لكن في الواقع ما يقومون به هو أنهم يظهرون ما هو ممكن من التكنولوجيا اليوم. |
kelimeyi gösteriyorlar, fakat gerçek içeriği göstermiyorlar. | TED | إنهم يظهرون الكلمة , لكنهم لا يظهرون أي شرح لها : |
Kalan zamanda senin yüzünü gösteriyorlar. | Open Subtitles | في كل مرة أخرى أنا تبدو، فإنها تظهر صورة وجهك. |
Kendilerini sadece çok küçüklere veya çok yaşlılara gösteriyorlar... | Open Subtitles | لا يكشفون عن أنفسهم إلا... للأطفال أو العجزاء... |
Hayır, onlar bunu rutin bir hastane ziyareti gibi gösteriyorlar. | Open Subtitles | كلا، يجعلونه يبدو كروتين عاديلزيارةالمستشفيات. |
Sonra da onlara kara büyü öğretip bununla, Darken Rahl'ın hizmetinde nasıl işkence yapacaklarını gösteriyorlar. | Open Subtitles | .حتي لا يتبقي اي قليل من الرحمه لديهم من ثم يعلمونهم السحر الاسود و كيف يستخدموه في التعذيب، |