"göz kamaştırıcı ve canlı olmalısın." | Open Subtitles | يجب أن تكوني مرّحـة و متألقة بالطبع.. متألقة.. متألقة |
Ben göz kamaştırıcı, diplomalı bir süper modelim, tatlım. | Open Subtitles | أنا عارضة أزياء متألقة و مشهود لها يا عزيزتي |
Gözleri görmeyen teyzen için fazla göz kamaştırıcı olmuşsun. | Open Subtitles | أنتِ متألقة للغاية من أجل عمتك النصف عمياء |
Bu göz kamaştırıcı avizenin ihtişamı ve karmaşıklığı ancak asilliğin saraylarında bulunabilir. | Open Subtitles | الجمال و الدقه لهذه النجفه الرائعه لا توجد إلا في قصور النبلاء |
Bu göz kamaştırıcı avizenin ihtişamı ve karmaşıklığı ancak asilliğin saraylarında bulunabilir. | Open Subtitles | الجمال و الدقه لهذه النجفه الرائعه لا توجد إلا في قصور النبلاء |
Sizi kıskanıyorum Şerif, hem güzel, hem de yukarıdaki güneş kadar göz kamaştırıcı bir eş. | Open Subtitles | ، أحسدك أيّهـا المـارشـال، حسنة المظهر ... زوجة بعيون برّاقـة مُبهرة بمعنى الكلمة بقدر تلك الشمس هنـاك |
Sen ne dersin? göz kamaştırıcı, bence. | Open Subtitles | رائع كما أعتقد |
O gerçekten göz kamaştırıcı. Tatile benziyor. | Open Subtitles | إمها متألقة للغاية يبدو أنها في عطلة |
Evet. O, gerçekten göz kamaştırıcı. | Open Subtitles | أجل، إنها متألقة جداً |
Bu... göz kamaştırıcı. | Open Subtitles | إنها مُبهرة |