Göremesen bile... gülümsediğini hissedebilirsin. | Open Subtitles | ربما لا ترين هذا ولكنك تشعرين بالتأكيد أنها تبتسم |
Ben de küçük fahişenin sadece bana gülümsediğini sanıyordum. | Open Subtitles | وأنا الذي كنت أظن بأن تلك الساقطة لم تكن تبتسم لأحدٍ سواي. |
biri, birgün kalbimi delecek ve beyaz bir elbiseyle koridorda yürürken, neden gülümsediğini anlayacağım. | Open Subtitles | . أن يوماً ما شخص ما سيثقب قلبى . وأننى سأمشى فى الممر فى رداء أبيض حقيقى . وافهم لماذا هى تبتسم |
Sen yemek getirirdin, ben de sırf gülümsediğini göreyim diye göbeğim çatlayana kadar yerdim. | Open Subtitles | وتحضرين كل ذلك الطعام وانا آكل حتى تؤلمني معدتي فقط لرؤيتك تبتسمين |
Tanrının siz siz olduğunuz zaman gülümsediğini biliyor muydunuz? | TED | هل تعلمون أن الخالق يبتسم عندما تصبح أنت كما أنت؟ |
gülümsediğini ve paltonu merdivenlere koyduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر ابتسامتك و وضعك للمعطف على السلالم. |
Büyükannem çok acı çekiyordu ama yine de gülümsediğini gördüm. | Open Subtitles | جدتي كانت تتألم بشدة لكنها ابتسمت |
Doktor çok fazla zihinsel aktivitenin olmadığını söyledi fakat ben gülümsediğini gördüm. | Open Subtitles | الطبيب قال بأنه لم يكن هناك نشاطٌكثيرٌفي دماغه،ولكني... رأيت إبتسامته |
Algoritmalarımıza farklı etnik gruplardan, yaşlardan, cinsiyetlerden gülümsediğini bildiğimiz on binlerce örnek veririz ve aynısını zoraki tebessüm için de yaparız. | TED | أضفنا لخوارزمياتنا العشرات من الآلاف من الأمثلة لأشخاص نعلم أنهم يبتسمون بحق، من مختلف الأعراق والأعمار والأجناس، ونفس الشيء للبسمة الصفراء. |
Uzun zamandır böyle gülümsediğini görmemiştim. | Open Subtitles | لا أنه فقط لم أراك تبتسم كذلك منذ مدة طويلة |
Toplamak için eğildiğimde, annemin bana gülümsediğini gördüm. | Open Subtitles | ولكن فقط أتراجع وأسقط على الأرض. أنظر أسفل وأرى أمي تبتسم لي.. |
Mutlu olduğunu, doğum günü partileri verdiğini, her gün gülümsediğini ve arkadaşlarında yatıya kaldığını bileceğiz. | Open Subtitles | وسنعرف أنها سعيدة وتقيم حفلات عيد ميلادها تبتسم كل يوم ولديها كنزات صوفية |
Sevgili bayan, o kızın gülümsediğini hiç gördünüz mü? | Open Subtitles | سيدتي العزيزة ، هل رأيت قط تلك الفتاة تبتسم ؟ |
Konuşurken size gülümsediğini ve ara sıra dokunduğunu söylediniz. | Open Subtitles | قلت أنها كانت تبتسم أثناء الحديث ولمستك في بعض الأحيان |
Tanrı'nın tam o anda bana gülümsediğini bilmek için yeter de artar bile. | Open Subtitles | فترة كافية لي لأعلم أن العناية الإلهية تبتسم لي في تلك اللحظة |
Ona gülümsediğini gördüm ve ikaz etmeye çalıştım seni. | Open Subtitles | رايتك وانتى تبتسمين له واردت تحزيرك |
Senin gülümsediğini görmek iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | عندما تبتسمين تصبحين أجمل |
Belki de gülümsediğini bilmiyordur. Ben gülümsüyor muyum, Earl? | Open Subtitles | ربما لايمكنه أن يرى أنه يبتسم هل أنا مبتسم يا ايرل |
Bu gibi kişilerin, birisi acı çekerken gülümsediğini veya kahkaha attığını görebilirsiniz. | Open Subtitles | ترون هذا الشخص يبتسم او حتى يضحك عندما يتأذى شخص آخر |
- gülümsediğini görünce - gülümsediğini görünce - Kendimi evimde gibi hissederim | Open Subtitles | اذا رايت ابتسامتك اشعر انني في البيت |
Şimdi de bana gülümsediğini ve hisleri olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | أجل , فى المرة القادمة سوف تخبرنى أنها أبتسمت وعندها العواطف |