Yani o aptal gülümsemeyi suratından... hemen silmezsen oraya gelip kendim kazıyacağım! | Open Subtitles | لذا اقترح ان تبعد هذة الابتسامة الغبية من على وجهك قبل ان اتي لانتزعها |
Bunun duygusal etkisi de yüzündeki gülümsemeyi silmek olmuş. | Open Subtitles | والضريبة العاطفية لذلك مسحت الابتسامة عن وجهك |
Önce kahrolası yanaklarındaki o kahrolası aptalca gülümsemeyi yok et. | Open Subtitles | يمكنك ان تبدأي بمسح تلك الإبتسامة اللعينة الغبية من وجنتيك الوردية اللعينة |
Okumayı, yürümeyi, konuşmayı, gülümsemeyi, hatta dövüşmeyi. | Open Subtitles | تتعلمي القراءة والمشي والكلام. الإبتسام وحتى القتال. |
Ve eğer bu gülümsemeyi veremiyorsanız o iletişimi sağlayamamış olursunuz. | Open Subtitles | و إذا كنت غير قادر على الابتسام فلن تكون قادراً على ذلك التفاعل |
Belki arada biraz gülümsemeyi öğrensen, o zaman belki insanlar senden hoşlanırdı. | Open Subtitles | والتر, ربما لو تعلمت ان تبتسم كل فترة ربما الناس قد يحبوك |
Videoya gülümsemeyi unutma. | Open Subtitles | أن تتذكـري فـقـط أنكِ يجــب أن تبتسمي أثنــاء التصــوير مـــاذا؟ |
Güneşin doğuşunu anımsatan sol yanağında güneş ışığıyla kucaklaşan o gülümsemeyi. | Open Subtitles | ..تلك الابتسامة التي تشبه الحلم ..وحنو أشعة الشمس الرقيقة على خدها ..و كان هذا |
Size "seksi" dediği için mi gülümsemeyi ve hakarete aldırmamayı seçiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تختارين الابتسامة والتغاضي عن الإهانة |
Dostça bir gülümsemeyi ve dokunuşu yanlış anlıyorsun. | Open Subtitles | لقد أخطأت الظن بسبب الابتسامة واللمسة الودودة |
Evet, senin yüzündeki o gülümsemeyi yoke etme işi. | Open Subtitles | نعم، ربما لأمحو هذه الإبتسامة من على وجهك |
Yüzündeki o züppe gülümsemeyi sildiğimi düşlüyorum. | Open Subtitles | ماحياً تلك الإبتسامة المتغطرسة من على وجهه |
Yüzündeki o bakışı görüyorsun, o kendini beğenmiş gülümsemeyi. | Open Subtitles | أترى تلك النظرة على وجهه وتلك الإبتسامة المعتدة |
Sana her baktığımda aynı şekilde gülümsemeyi kesebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع التوقف عن الإبتسام في كل مرة أنظر فيها إليك، رجاءً؟ |
Doğrusu tam o anda yüzümden gülümsemeyi atamadım. | Open Subtitles | لم استطع محو عن الإبتسام العريضه عن وجهي في تلك اللحظة, بصدق |
Aman Tanrım. gülümsemeyi kes. Susmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | يا إلهي، توقفي عن الإبتسام كنت متأكد لم يلزم أن أخبرك |
gülümsemeyi unutma ve rahat görün. | Open Subtitles | لا تنسى الابتسام وان تبدو مسترخيا |
Ara sıra gülümsemeyi dene. İnsanlar senden nefret ediyor! | Open Subtitles | حاولى الابتسام ولو قليلاً الناس تكرهك |
Ama eğer çocukken gülümsemeyi öğrenmemişseniz gerekli. | Open Subtitles | لكنها ضرورية إذا كنت لم تتعلم كيف تبتسم و أنت طفل |
Biraz eğ. Şimdi hafifçe gülümse. gülümsemeyi kes. | Open Subtitles | الأن أبتسامة صغيرة، لا تبتسم أنزل أذنك اليسرى، اليسرى الأخرى |
İçtenlikle konuş ve gülümsemeyi unutma, yeter. | Open Subtitles | تحدثي من قلبك ببساطة، ولاتنسي أن تبتسمي. |
Yani şimdi, Dim. Bu bir karış acık eşekçe gülümsemeyi neye yormalıyım? | Open Subtitles | ولماذا ترتسم ابتسامة الحمار هذه على وجهك يا دبم؟ |
Lütfen Charlie, bize o felçli yüzündeki gülümsemeyi tekrar göster. | Open Subtitles | من فضلك ، تشارلي ، ارينا الابتسامه المشلوله مره اخرى |
"En çok gözlerini hatırlıyorum... "...göz bebeklerindeki muzip gülümsemeyi ve ağzının kenarının... | Open Subtitles | أتذكّر تحديداً، عينيكِ التي تعلوهما إبتسامة مُغوية. |
Geri kalanınız şu tepelere çıkın ve yüzünüzdeki aptal gülümsemeyi hemen silin! | Open Subtitles | والباقين اصعدوا على ذلك التل وابعدوا تلك الابتسامات السخيفة عن وجوهكم، الآن |
gülümsemeyi kestiğini görmek için memelerini çimdikle. | Open Subtitles | أقرصي حلماتها لنرى اذا كانت ستتوقف عن الأبتسامة |
Bruce Dern'un oynadığını görürsen, kesmelisin gülümsemeyi hemen. | Open Subtitles | تشاهد لعب بروس ديرن، لذا تخلى عن ابتسامتك العريضة. |
Paraya ihtiyacımız var, o yüzden gülümsemeyi unutma. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى المال، لذا لا تنسي أن ترسمي بسمتكِ أرجوك. |
gülümsemeyi unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسوا أن تبتسموا |
Çerrahlarımız ellerinden geleni yaptı ama yüzündeki gülümsemeyi gidermek iki saatlerini aldı. | Open Subtitles | جراحونا فعلوا ما بوسعهم لكنهم استغرقوا ساعتين فقط لمسح البسمة من علي وجهه |