"gülüp" - Traduction Turc en Arabe

    • الضحك
        
    • يضحك
        
    • تضحك
        
    • نضحك
        
    • يضحكون
        
    • ضحك
        
    • ضحكت
        
    • نبتسم
        
    • سيضحك
        
    • ستضحك
        
    • سنضحك
        
    • بالضحك
        
    • يبتسمون
        
    • ويضحك
        
    • ويضحكون
        
    Onunla birlikte kahkahalarla gülüp ironinin böyle feci şekilde yanlış anlaşılmasına göz mü yumarsınız? TED هل سوف تنضم لنسق الضحك ذاك وتترك هذا التفسير الخاطئ المؤلم لمفهوم سخرية القدر يمر هكذا ؟
    Onlara yakınlarının önünde gülüp... sırf ne kadar erkeksi oluğunu göstermek için saatlerce bekletir misin? Open Subtitles أقصد، الضحك عليهم أمام عائلتك.. تجعلينهم ينتظرون لساعات فقط لتظهرين كم أن شخصيتك قوية.
    Böyle bir şeye gülüp geçebilen bir adam görmedim. Open Subtitles أتعرف أنني لم أقابل شخصاً قد يضحك على أمر كهذا
    Her şeye gülüp, her şeyi yapabilen bir erkek. Open Subtitles وقال الرجل الذي يمكن أن تضحك على أي شيء أو القيام بأي شيء.
    Mutlu bir tanrının tasasız evlatları gibi birlikte şarkı söyleyeceğiz, birlikte gülüp, birlikte sevineceğiz. Open Subtitles نحن سنغني معا نضحك معا، نفرح معا مثل الأطفال السعيدة من سعادة الله
    Onlar da gülüp eğleniyor, bağırıp çağırıyorlardı. Open Subtitles أنهم كانوا يضحكون ويضربون ،بالسياط ويصرخون
    Birilerine anlatmak istedim, ama Mueller gülüp geçerdi ve Nunez'in umrunda olmazdı. Open Subtitles اردت ان اخبر احدهم ولكن مولار ضحك ونينز لم تهتم
    Bak, neden gülüp geçmiyoruz? Ne? Open Subtitles دعنا نضحك معا ، يمكنك تبكى بمفردك و لكن ليس الضحك
    gülüp eğlenmenin yeterli olmadığını er geç anlıyorsun. Open Subtitles اتعلم, عندما تنظر الى الاعلى ستكتشف بأن الضحك ليس بكافي
    - Böyle gülüp durması gerekiyor mu? Open Subtitles هل يجب عليه ان تستمر في الضحك بهذا الشكل؟
    Bana gülüp yanağımdan öperdi. Open Subtitles واعتاد أن يضحك في وجهي ، ثم يعطي لي قبلة على الخد.
    Şüpheli, art niyetli bir şekilde arkadaşlarıyla gülüp hergelece salak kaykayıyla oynuyor. Open Subtitles المشتبه به يضحك مع أصدقائه ويلعب بلوح تزلجـه الغبي بطريقة بلهـاء
    - Bir kız evet mi diyecek yoksa suratına gülüp, kalbini yerinden sökerek topuğuyla parçalayacak mı hiç bilemezsin. Open Subtitles ...حسناً، لأنك لا تعرف إذا كانت الفتاة ستقول نعم ...أو تضحك في وجهك وتسحب قلبك.. وتسحقه على الأرض بكعبها..
    Aptalca şeylere gülüp beni de güldürdüğü zamanlar hariç. Open Subtitles عدا أنها تضحك لأشياء تافهة أحياناً وهذا يضجكني قليلاً
    Az sonra uyanacağız ve olanlara gülüp geçeceğiz. Open Subtitles سنستيقظ فى اى دقيقة فى المرفأ المظلم و نضحك كثيرا على هذا
    Hâlâ stand-up yapıyorum, insanlar gülüp para veriyor, bu da hoş tabi. Open Subtitles وكنت مازلت واقفة، والناس يضحكون ويعطوني المال، وهذا أيضاً رائع
    Onlar gülüp eğlenirken ben... ben yerel telaffuzumu.... çalışıyorum. Open Subtitles لكن, بينما هم يضحكون و يتحدثون عن المؤخرات فانني احاول الوصول الي الريادة عن طريق ممارسة اسلوبي الخاص
    Su fışkırtmaya çalıştım, ama bize gülüp geçti, bizde kaçtık. Open Subtitles حاولت أن أرشه ليهرب بقنينة الماء، لكنه ضحك علينا فقط، لذا هربنا.
    Bazen zorla gülüp, Kusarak ölmeyi düşündüm. Open Subtitles فى بعض الأحيان ضحكت بشده حتى ظننت أنى سأموت
    Yanından gülüp kahkaha atarak geçip sanki harika bir yere gidiyormuş gibi yapalım. İçi içini yesin. Open Subtitles نقهقه و نبتسم و كأننا في طريقنا لمكان جميل
    Ve sonra herkes gülüp eğlenirdi, daha fazla kavga etmezdi. Open Subtitles وبعدها سيضحك الجميع وستعود السعادة مرة أخرى بدون أي معارك اخرى
    Çabuk kötü bir espri patlat ve gülüp gülmediğini kontrol et. Open Subtitles بسرعه,قل فكاهه سيئه و انظر اذا كانت ستضحك
    Buna gülüp geçecek misin, yoksa büyütecek misin? Open Subtitles هل سنضحك بشأن هذا ، أم أنكِ ستفتعلين مشكلة؟
    Gözyaşlarıma gülüp geçeceğim zaman sadece onu arardım. Open Subtitles كان الوحيد الذي كنت ألجأ إليه .حين أودّ تبديد دموعي بالضحك
    Buraya geldiğimizden beri yüzümüze gülüp iyi şeyler söyleyen ama bizi arkamızdan bıçaklayan insanlar tarafından yalan söylendi. Open Subtitles منذ أن وصلنا هنا، تم خداعنا من قبل أناس يبتسمون ويقولون لنا أشياء جيدة بينما يطعنوننا في الخلف.
    Bir dakika önce gülüp sakalasiyorken bir dakika sonra kivranip yerinden devrilmis. Open Subtitles في لحظة كان يمزح ويضحك. وبعدها تشنج ولقي حتفه على الفور.
    Yakın TV stüdyolarının sophistoları vardı gülüp duruyorlardı. Open Subtitles جلس بعض سوفسطائيي ﺇستديوهات التليفزيون عند الزاوية يثرثرون ويضحكون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus