güldü ve modern bir kıza göre eski modayım dedi. Komik. | Open Subtitles | ضحك وقال أنني قديمة الطراز بالنسبة لفتاة عصرية |
güldü ve dedi ki, "Harika. Umarım bunun için bir tedavi de bulursun." | TED | ضحك وقال, "ذلك رائع. ارجو ايضاً أن تكتشفي علاج لذلك." |
Bunu Clouseau'ya söyledik, fakat o sadece güldü ve | Open Subtitles | أخبرنا كلوزو، لكنه فقط ضحك وقال |
Ben kıçımın üstüne bir ay yastık olmadan oturamazken, o bana güldü ve çekti gitti. | Open Subtitles | لقد إبتسمت و شقت طريقها بعيداً بها بينما أنا كنت قريباً من ضربى بالوسادة على مؤخرتى لمدة شهر قبل أن أجلس حتى |
Ben kıçımın üstüne bir ay yastık olmadan oturamazken, o bana güldü ve çekti gitti. | Open Subtitles | لقد إبتسمت و شقت طريقها بعيداً بها بينما أنا كنت قريباً من ضربى بالوسادة على مؤخرتى لمدة شهر قبل أن أجلس حتى |
Dekins bir saniyeliğine kör oldu sonra güldü ve Andy'nin elini sıktı. | Open Subtitles | أغمض ديكنز عينيه لوهلة ثم ضحك و صافح أندى |
Sonra güldü ve sadece şaka yaptığını söyledi. | Open Subtitles | ثم ضحك بعدها وقال أنها مزحة |
Babam güldü ve hamakta uyuya kaldıklarını söyledi. | Open Subtitles | ...ووالدي ضحك وقال أنهم ناموا على الأرجوحة |
Onu araştırdım ve sonunda bulduğumda güldü ve hepsini harcadığını söyledi. | Open Subtitles | وعندما سألت عنه ...ووجدته أخيرا ضحك وقال أنه أنفقه كلّه |
güldü ve sadece oyunundaki karakterler olduğumuzu söyledi. | Open Subtitles | ضحك وقال أنّنا مجرّد شخصيتان في لعبته. |
- Princeton mezunu biri güldü ve dedi ki... | Open Subtitles | -وأحد خريجي "برينستون" ضحك وقال ... |
O da bana güldü ve dedi ki... | Open Subtitles | ثم ضحك عليّ وقال: |