Ah, bahçıvana gülleri budamasını ve ön bahçeyi gübrelemesini hatırlatır mısın? | Open Subtitles | اه , وستذكر البستاني ان يقلم الورود ويعيد تسميد الحديقة الامامية |
Güller boyanıyor kırmızıya gülleri boyuyoruz kırmızıya | Open Subtitles | نرسم الورود بالأحمر إننا نرسم الورود بالأحمر |
- Güller boyanıyor kırmızıya - gülleri boyuyoruz kırmızıya | Open Subtitles | نلون الورود بالأحمر إننا نلون الورود بالأحمر |
gülleri çok sevdiğini söylerdin hep, ben de sana getirmek istedim... | Open Subtitles | كنت دائما تقولين بأن الزهور ضعيفة , لذا لذا جلبت لك |
Dudakları, kırmızı gülleri utandırsın. | Open Subtitles | الشفاتين اللتان تخجلان الورد البلدي الأحمر |
Ailelerin, genç insanların bir araya gelebileceği ve kendi deyimiyle, şu ünlü gülleri koklayabilecekleri bir alan yaratmak istiyor. | TED | إنّه يريد أن ينشئ فضاء حيث يمكن للعائلات و الشبان الجلوس معا، و يشتمّون عبير الأزهار التي يضرب بها المثل. |
Allahını seversen, pembe gülleri nereye istiyorsun onu söyle. | Open Subtitles | هيا , ارني اين تريدين زراعة ورود العروس ؟ |
Ya da bu anlattıklarımızı söyle, ama biz gülleri boyuyoruz kırmızıya. | Open Subtitles | أو تقولي بأننا قلنا لك أننا نلون الورود بالأحمر |
Bir güzellik uzmanı çırağından başka bir şey değilken bahçendeki gülleri koparmama izin verirdin. | Open Subtitles | عندما كنت لاشئ لكن الصورة كانت جميلة كنتم تسمحوا لي أن ارعى الورود في الحديقة الخاصة بكم. |
Sen nereye gideceksin bilmiyorum ama birden içimden gülleri görmek geldi. | Open Subtitles | لا أعرف أين ستذهبين، لكني أود الذهاب لرؤية الورود |
- Bu hiç de komik değil. - Durup o gülleri koklamalısın. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً يجب أن تتوقف وتشتم رائحة الورود |
Tabiri caizse, durup gülleri koklamak için daha fazla zaman ayırmayı isterdim. | Open Subtitles | كنت أفكر أن نذهب لنشم تلك الورود على الشرفة |
Kırmızı gülleri sevmediğimi daha önce söylemiştim de ondan. | Open Subtitles | لأنني قلت لك من قبل بأنني لا أحب الورود الحمرا أتتذكر؟ |
Masama gülleri koyan sensin, değil mi? | Open Subtitles | انت من كنت تضع الورود على مكتبي اليس كذلك ؟ |
Oraya gidip gülleri koklayabilecek kadar iyiyim. | Open Subtitles | أنا في حالة ممتازة تسمح لي بشم الورود لوحدي. |
Bu arada da, kızlarımla biraz vakit geçirmek gülleri koklamak ve doğanın tadını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | وحالياً أريد قضاء بعض الأيام مع بناتي فحسب وأشتمّ رائحة الورود وأنغمس في الطبيعة |
5 kağıda iddiaya girerim. Eve gidince verdiği gülleri suya koymuşsundur. | Open Subtitles | أراهنك بخمس دولارات أنك وضعت تلك الزهور التي أعطاك في الماء |
O üç milyonu aldı ama gülleri alamadı. | Open Subtitles | المستفيد لديه الثلاثة ملايين دولار لكن ليس لديه الزهور |
Aslında ne kadar güzel Gün ışığı gibi parıldayan saçlar gülleri utandıran kırmızı dudaklar. | Open Subtitles | إنها بالفعل أجمل بنت شعرها ذهبي مثل الشمس شفتاها تخجلان الورد الأحمر البلدي |
Peki ikinci derse geçelim: gülleri koklayın. Pisliği de. | TED | حسنًا، الدرس الثاني هو: شمُّ الأزهار والطين والسماد. |
Yine de yaptığına sevindim. Aşk gülleri gibi. | Open Subtitles | لكنني ممتنة أنك فعلت هذا هذه, مثل, ورود الحبيبة. |
Miranda, sen yıldız çiçeklerini al. Samantha, sen gülleri. | Open Subtitles | ميراندا, سَيكونُ عِنْدَكَ زهور الداليا سماناثا, عِنْدَكَ الوردُ |
Peki, beyaz gülleri girişte, kırmızı gülleri koridorda ve mavi gülleri de masanın ortasında istiyorum. | Open Subtitles | حسنا ، أريد الورود البيضاء من هناك الورود الأحمر على طول الممر والورود الزرقاء في القطع المركزية |
"ve kırmızı gülleri" | Open Subtitles | ~ و ورودا حمراء ~ |
Karım eskimiş eldivenlerimle gülleri buduyor. | Open Subtitles | زوجتي تشذب الشجيرات الورديّة مرتديه زوج من قفازاتى القديمه لتعمل بها |