| Pantolonsuz birine gülmüştüm ama sonra bacaklarım olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ضحكت على رجل بلابنطال، حتى أدركت بأنني لا أملك أرجل |
| Lütfen gülün bayanlar. Bende size gülmüştüm. | Open Subtitles | ياله من جمهور رائع ، هنا يا سيدتي ، إن كنت تريدين الضحك ، أنا ضحكت عندما دخلت |
| Şu ağaca takılmasını hiç unutmam. Oraya gidip, babamın ayakkabısıyla uçurtma çıkarmayı çalışmasına çok gülmüştüm. | Open Subtitles | لم أنسى إصطدامه بهذه الشجرة عندما ضحكت كثيراً |
| Hatta yüzüne karşı gülmüştüm. | Open Subtitles | لم أصدقه أيضا أعني سخرت منه |
| Kyle, insan dışında başka türlerin de açık tenli ve çilli olabileceğini söylediğinde gülmüştüm. | Open Subtitles | حينما قال (كايل) أنّ البشر ليسوا الكائنات الوحيدة ، الّتي تملك بشرةً فاتحة و نمشاً . سخرت منه للغاية |
| O kadar gülmüştüm ki altıma kaçırdım. | Open Subtitles | وانا ضحكت كثيراً حتى أنني بللت نفسي |
| O kadar gülmüştüm ki altıma kaçırdım. | Open Subtitles | وانا ضحكت كثيراً حتى أنني بللت نفسي |
| Gerçekten komik bir şey karşıma çıktığında gülmüştüm. | Open Subtitles | عندما كان الأمر حقا حقا مضحك, ضحكت |
| İlk kez uyuşturucu kullandığımda çocuklar gibi gülmüştüm. | Open Subtitles | في المرة الأولى كنت تدخن ضحكت مثل طفل |
| Ben de ilk defasında gülmüştüm. | Open Subtitles | ضحكت أيضاً في البداية I laughed, too, the first time. |
| Ninemin öldüğünü duyunca gülmüştüm. | Open Subtitles | عندما عرفت أن جدتي ماتت، ضحكت. |
| Gördüğümde gülmüştüm. | Open Subtitles | لقد ضحكت عندما رأيته |
| Gördüğümde gülmüştüm. | Open Subtitles | لقد ضحكت عندما رأيته |
| Ve son kez o kadar fazla gülmüştüm. | Open Subtitles | وآخر مرة ضحكت كثيرا |
| Ben de sana gülmüştüm. | Open Subtitles | وانا ضحكت في وجهك ؟ |
| Adam Leonard olduğu için gülmüştüm. | Open Subtitles | (ضحكت لأن ذاك الشخص كان (ليونارد |
| Ben de iyi gülmüştüm. | Open Subtitles | لقد ضحكت ايضاً |
| Oh, Onlara gülmüştüm... doktorlara... | Open Subtitles | ... سخرت منهم الأطباء |