Bu arada, Sırp ordusu ülkenin güneyinden yürüyüşe geçmişti ilerledikçe sayıları artıyordu. | Open Subtitles | في تلك الأثناء، كان الجيش الصربي الرئيسي يتقدم من جنوب البلاد.. جامعاً معه أعداداً غفيرة طوال مسيرته |
San Diego'nun güneyinden neresi olsa iş görür. | Open Subtitles | أعتقد أيّ شئ جنوب سان دياغو سَيَكُونُ فقط رفيعة. |
Adamlarınızı alın ve karmaşa anında hanın güneyinden saldırın. | Open Subtitles | خذو جنودكم من جنوب النزل تقومون بالهجوم عليهم |
Riverside Parkı'nın güneyinden gir. | Open Subtitles | البداية في المنطقة الجنوبية الغربية زاوية متنزه الضفة. |
Bütün askerlerin olduğu bir operasyondu muhtemelen bilgi sınırın güneyinden geldi. | Open Subtitles | هي عملية عسكرية مشتركة حسنا , التسرب من الممكن أن يكون من الحدود الجنوبية |
Ondan önce Chicago'nun güneyinden genç siyah bir çocuktum. | Open Subtitles | قبل ذلك كنت فتى زنجياً صغيراً في الجانب الجنوبي لـ شيكاغو ستانلي روس لاعب البيسبول |
Pelham Bay Park'ın güneyinden Bronx'a doğru gidiyorum. | Open Subtitles | أتَوَجّه جنوباً إلىْ حديقة بلهام باي في البرونكس |
Şu an platonun güneyinden anormal elektromanyetik radyasyon alıyoruz. | Open Subtitles | نلتقطُ منطقةً ذات نشاطٍ الكترمغناطيسيّ شاذّ جنوب الهضبة |
Broadway'in batısından, Grand'in güneyinden dışarı çıkmasın. | Open Subtitles | لا شئ في غرب برودواي ولا شئ في جنوب جراند |
376 numaralı yol, Beyaz Kulenin güneyinden yaklaşık 2 mil ötede. | Open Subtitles | الطريق رقم 376، على بعدِ ميليّن جنوب البرج الأبيض. |
Ne yani, CIA artık Londra'nın güneyinden adam mı alıyor? | Open Subtitles | إذاً الإسخبارات الأمريكية أصبحت الآن تُجنّد شخصاً من جنوب لندن ؟ |
Ve bu da mızrak zambağı, Fransa'nın güneyinden. | Open Subtitles | ونبتة زنبق الرمح هذهِ من جنوب فرنسا |
Ve Antarktika'nın en güneyinden bu kuşların ataları yüzerek gelir: | Open Subtitles | وحتى من جنوب أنتاركتيكا حيث سبح الأجداد من هذه الطيور - - بطاريق غالاباغوس |
General Warn Tower, şehrin güneyinden oyalayıcı taktik yaklaşımı talep ediyorum. Kuzeyden ve alçaktan geliyoruz. | Open Subtitles | نطلب قيامكم بعمليات تمويه جنوب المدينه |
Duvar'in güneyinden kim gelirse, bize göre Güneylidir. | Open Subtitles | كلكم من جنوب الحائط، لذا فأنتم جنوبيون |
Duvar'ın güneyinden kim gelirse, bize göre Güneylidir. | Open Subtitles | جميع سكان جنوب السور من أهل الجنوب |
"Hazineyi bulmak için, tepenin güneyinden bakın. | Open Subtitles | ... أتذكر الكنز مدفون في مكان ما بالنظر إلى التلة الجنوبية |
Uzun zaman önce, Amerika'nın güneyinden RR ile taşıdıkları yüklerle uzun yola çıkan tır şoförleri burada mola verirlerdi. | Open Subtitles | منذ عهد بعيد، سائقي الشاحنات من أقاصي البلاد إعتادوا التوقف هنا للقليل من الراحة والإستجمام في منتصف طريقهم الطويل للنقل عبر الولايات المتحدة الأمريكية الجنوبية القديمة |
Köleliği kaldıracağımıza, ki iki hafta sonra bunu yapmayı umuyoruz, elimiz kolumuz bağlı, köleliğin ABD'nin güneyinden | Open Subtitles | وعوضاً عن إلغاء العبودية كما نأمل فعله في غضون أسبوعين كنا سنراقب عاجزين مثل الأطفال وهي تنتشر من جنوب أمريكا وإلى أمريكا الجنوبية |
O zaman tek şansı parkın güneyinden ateş etmek. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّه سيُطلق النار من الطرف الجنوبي من الحديقة. |
Şüpheliler Broadway'in güneyinden Central Park'ın güneyine doğru ilerliyor. | Open Subtitles | مشتبه يتجه جنوباً على الرصيف المائي سنترال بارك " الجنوبي " |
Hortumlar buranın güneyinden geçecek, fakat sizlerin güvenliği için kimsenin buradan ayrılmasına izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | ستهبط الأعاصير جنوباً هنا، لكن لسلامتكم... لن يسمح لأحد بترك المبنى... |