"güven içinde" - Traduction Turc en Arabe

• في أمان
• تضمني سلامتي
• بأمان في

En kısa zamanda ölürse insanlar yine güven içinde yaşayabilirler.
إذا ماتَ في وقت مبكر سيعيش الناس في أمان مُجدداً

sonrasında da kırılmış cevizi güven içinde topla.
بعد ذلك، يجمعون الحبيبات المكسورة في أمان.

Sonunda, Argyrodes, Nephila'nın ağından uzak, güven içinde çaldığı yiyecekle güzel bir ziyafet çekebilir.
كونها بأمان خارج شبكة نيفيلا أخيراً فيمكن لأرجيرودي أن تستمتع بوجبتها المسروقة في أمان.

Tek istediğim buradan güven içinde gitmek.
كل ما أطلبه هو أن تضمني سلامتي

Evden ayrıldın çünkü dünyayı kurtarırsan evinde güven içinde olacağını sanıyordun.
غادرت لأنك اعتقدت لو أنقذت العالم ستكون بأمان في منزلك

Bavullarımla güven içinde arabaya binebilirim.
يمكنني اخذ أمتعتي للطابق السفلي .و تخبئتها بأمان في العربة

Belki de sızıntı sensindir? Ben sadece güven içinde eve dönmeni istiyorum.
ــ ربما أنت من سربتها ــ أريدك فقط أن تعود الى المنزل في أمان

- Belki de sızıntı sensindir? - Ben sadece güven içinde eve dönmeni istiyorum.
ــ ربما أنت من سربتها ــ أريدك فقط أن تعود الى المنزل في أمان

Bu yüzden burada güven içinde yaşıyoruz, özgür ve barışçıl bir Avrupa'da.
حتى نعيش هنا في أمان في أوروبا حرَّة ومُستقرَّة

Genç kadınlar çağrına güven içinde karşılık verebilsin diye mi?
ذلك لكي تستطيع الشابات زيارتك في أمان ؟

Herkesi güven içinde tutabilmek ve her gün korkarak yaşamalarını engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız ama gerçekçi olmamız lâzım.
سنبذل ما في وسعنا لنبقي الجميع في أمان... من أجلكم حتّى تعيشوا... كلّ يوم بدون خوف.

Burada güven içinde dur, Doktor.
أنت في أمان هنا دكتور

Hepiniz burada, Roma'da güven içinde yaşarken sevgili imparatorunuz hayatını tehlikeye atıyordu İmparatorluğu korumak ve genişletmek için.
في حين أن كل واحد منكم كان العيش هنا بأمان في روما... ... الخاص الامبراطور الحبيب ويجازف بحياته... ... للحفاظ على و توسيع الامبراطورية.

Yumurta, güven içinde havada asılı kalıyor.
إنه معلّق بأمان في الهواء.