Karanlıkta parkların güvenli olmadığını bilmiyor galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنها لا تعرف أن الحدائق ليست آمنة في الليل. |
güvenli olmadığını söylemiştim ama tasarruf ettiğini ve formda tuttuğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتها أنّها ليست آمنة ، لكنّها قالت أنّها توفّر المال ، وتحفظ رشاقة الجسم |
Dışarının senin için güvenli olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف إنه ليس آمناً عليك أن تكون في الخارج |
Dün gece de dışarının güvenli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | وليلة البارحة قال أنّ الوضع في الخارج ليس آمناً. |
Doktor güvenli olmadığını mı söyledi? | Open Subtitles | حسنا, هل قالت الطبيبه أنه غير آمن أو شيء ما؟ |
- Sevgilin de güvenli olmadığını biliyordu! - Baban da biliyordu. | Open Subtitles | . حبيبك يعرف أنه ليس آمن . والدك كان يعرف أيضا |
İçgüdülerim ona bu kadar güvenmenin o insanlar için güvenli olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | و لديّ إحساسٌ قوي أنّه من غير الآمن أن يمنحوها كل تلك الثقة |
Artık ormanın neden güvenli olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | الأن أنت تعلم لماذا الغابة ليست آمنة. ترجمة ShadowWalker |
Bize düşüncelerimizin güvenli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ أفكارنا ليست آمنة. |
Oranın güvenli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال لي إنّها ليست آمنة |
Hatton Garden'ın güvenli olmadığını bilmeniz hayrınıza olur. | Open Subtitles | ... حسنا عليك معرفة أن منطقة (حدائق هاتون) ليست آمنة |
Scowler'a buranın güvenli olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبري (سكولر) إنها ليست آمنة! |
- Bir saat içinde otelinde. - Otelin güvenli olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | في الفندق الذي تقيم فيه بعد ساعة - قالت أن الفندق ليس آمناً - |
İçeri gel. Dışarısının güvenli olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | ادخل، أنت تعلم أن الوضع ليس آمناً. |
Lakin onların ölümü Versailles'e sehayat etmenin güvenli olmadığını cümle aleme duyuracak. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من ذلك, سترسل وفاتهم رسالةً إلى العالم أن السفر إلى "فرساي" ليس آمناً |
Köprünün güvenli olmadığını biliyordunuz. | TED | تعرفون نوعًا ما بأن هذا الجسر غير آمن. |
Ve bir ürünü pazardan çekmeleri için F.D.A.nın, güvenli olmadığını kanıtlaması gerekiyor. | Open Subtitles | "و يجب على "إدارة الغذاء والدواء أن تثبت أن منتجك غير آمن إذا كانوا يريدون إقصاءه من السوق |
Bana kanıt lazım... ve Fort Knox'un güvenli olmadığını kanıtlamanın tek yolu... | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى إثبات... والطريقة الوحيدة لاثبات فورت نوكس غير آمن... |
İyi olduğunu ancak henüz buluşmamızın güvenli olmadığını söyledi. | Open Subtitles | انه بخير , لاكنه يقول ليس آمن أن نتقابل الآن |
Tamamdır, gidip şube müdürlerimize bankalarının güvenli olmadığını söyleyelim. | Open Subtitles | حسنًا لنذهب ونخبر مديرو الفرع بان مصرفهم ليس آمن |
Buranın güvenli olmadığını biliyorsun.Seni helikoptere götürmeliyiz. | Open Subtitles | المكان ليس آمن هنا، وأنت تعلم هذا علينا بأخذك إلى المروحيَة |
Beni almalarının güvenli olmadığını söyledi, o yüzden buraya yolladı. | Open Subtitles | قال إنه من غير الآمن أن أعود لذا أرسلني إلى هنا |