Paranın yatırıldığı bankanın güvenlik şefiyle görüştüm. | Open Subtitles | لقد قمت بالتحقق عبر رئيس الأمن بالفرع الذي قام بتنظيم هذه الحوالة |
Az önce Sentronics'teki güvenlik şefiyle telefonda görüştüm. | Open Subtitles | أنا أنتهيت من مكالمة مع رئيس الأمن "بشركة" سينترونيكس. |
güvenlik şefiyle. | Open Subtitles | هناك مع رئيس الأمن |
Teri Purcell'in otelinin güvenlik şefiyle konuşmuş. | Open Subtitles | لقد تحدّث للتوّ لرئيس الأمن في فندق السيدة تيري بيرسل |
Maggie bizimle konuşurlar mı diye güvenlik şefiyle görüşecek | Open Subtitles | ماغي ستتحدث لرئيس الأمن في مكان التصوير لترى إن كان هناك طريقة لنتكلم ... |
Bu arada ben de Suriye konsolosluğunu arayıp Amir'in neden güvenlik şefiyle ilişkisi olduğunu öğreneyim. | Open Subtitles | وفي الوقت نفسه، سأتّصل بالقنصلية السوريّة وأعرف لمَ كان (أمير) يتحدّث مع رئيس الأمن لن يتحدّثوا إليكَ |
güvenlik şefiyle konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت فقط إلى رئيس الأمن |