O halde sanırım bana güvenmek zorunda olduğuna güvenmelisin. | Open Subtitles | إذا أعتقد بأنه يجب أن تثق بأنه يجب عليك أن تثق بي |
Şey, bana güvenmek zorunda değilsin. İzle yalnızca. | Open Subtitles | حسناً ليس عليك أن تثق بي فقط شاهد |
Ona götürecek, ama bana güvenmek zorunda | Open Subtitles | سأخذك لعنده, لكن عليك أن تثق بي |
Bana güvenmek zorunda değilsiniz, Bay Smith. Silahı olan adam sizsiniz. | Open Subtitles | انت لاتحتاج ان تثق بي انت الذي حمل المسدس |
Bak,eğer yaşamak istiyorsan, bize güvenmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | الآن، إذا اردت ان تعيش فيجب ان تثق بنا |
güvenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تفعل |
güvenmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تفعل |
Ama iyi haber şu ki, beni izlersen güvenmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | لكنّ الخبر الطيّب هو أنّكِ إذا تبعتِني، فلستِ مضطرّة للوثوق بي |
Ama şimdi bana güvenmek zorunda kalacaksın, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, عليك أن تثقي بي الآن, أليس كذلك ؟ |
Bakın, bana güvenmek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | انظر,لايتوجب عليك أن تثق بي. |
- Pekala bu durumda bana güvenmek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | إذا يجب عليك أن تثق بي |
Mike'a güvenmek zorunda değilsin! | Open Subtitles | -حسناً ، ليس عليك أن تثق بـ (مايك ) |
Bu konuda sadece bana güvenmek zorunda olacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | كل ما عليك ان تثق بي ، حسنا |
İlla ki güvenmek zorunda değilsin. Ama o, seni seviyor. | Open Subtitles | لستِ مضطرّة للوثوق فيه لكنّه يحبّك |
Livy, bana güvenmek zorunda değilsin. Beni sevmen de gerekmiyor. | Open Subtitles | (ليفي)، ليس عليك أن تثقي بي، ولا حتّى أن تحبيني، |