Bazıları güzel görünüyor. Peruk olduğunu bile anlayamıyorsun. | Open Subtitles | بعضها يبدو جيداً لدرجة أنك لا تعرف أنها باروكة. |
Yani muhtemelen böcek çok iyi hissediyor, aynı zamanda güzel görünüyor. | TED | انها تبدو جميلة .. للحشرات وتشعرها بصورة جيدة على نحو سواء |
Çok güzel görünüyor, karşı konulmaz çekiciliğimi görmezden gelmeye çalış. | Open Subtitles | محاولة التغاضي عن بلدي تبدو جيدة جدا، سحر لا يقاوم. |
Bunu söylemem garip gelebilir ama kuyruklu yıldız çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | من الغريب قول هذا, و لكن في الحقيقة المُذَنب يبدو رائعاً |
Ne kadar güzel görünüyor değil mi? | Open Subtitles | أليست تبدو رائعة في هذه البلوزة؟ هل طرزتها بنفسك؟ |
- Bu da güzel görünüyor. | Open Subtitles | أوه، حسنا، تعرف، يبدو جيدا أيضا |
Dairemin altında havalı bir bar var. - Tabii, güzel görünüyor. | Open Subtitles | . هناك حانة رائعة حقاً أسفل شقتي الجديدة . نعم ، يبدو جيد |
Herşey güzel görünüyor, yolculukta ne iyi giderdi. | Open Subtitles | . أوه ، حسناً ، سمك الهالبوت يبدو جيداً . أوه ، لكنه لا يسافر جيداً |
Evet, şu epey güzel görünüyor. Ben onu yiyeceğim. | Open Subtitles | .أجل، ذلك يبدو جيداً أظن أنني سأتناول ذلك الطبق |
Jess, saçların güzel görünüyor. | Open Subtitles | أنكِ أخذتي لقطة للحلويات جيس , شعرك يبدو جيداً. |
Elektriksiz ve yapay ışık olmadan gökyüzü çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | بدون الكهرباء و الضوء الأصطناعي . السماء تبدو جميلة جداً |
Çok güzel görünüyor. Kimse çakmadı. Kendimi güvende hissettim. | Open Subtitles | إنها تبدو جميلة جداً، لم يشكّ أحد بالأمر وشعرت بالآمان |
Ve böylece, Lily ve ben ikimizde vazgeçmek üzereydik ama gördüğünüz gibi, Lily o elbisenin içinde güzel görünüyor ve ben burada konuşmamı yapıyorum. | Open Subtitles | لذا، ليلي وأنا كنا على وشك أن نستسلم لكن كما ترون ليلي تبدو جميلة بالفستان و أنا أقدم لكم النخب |
İyi görünüyorlar. Yani, iç çamaşırın güzel görünüyor. | Open Subtitles | تبدو جيدة ، و حمالة الصدر تبدو لطيفة و تحمي |
Kendine bir bak, saçlarını yaptırmışsın, tırnakların güzel görünüyor. | Open Subtitles | أعني، انظري لنفسك شعرك مصفف جيداً، و أناملك تبدو جيدة |
Ona yaşlı diyorsun ama hala güzel görünüyor. | Open Subtitles | حسنٌ، بالرغم من أنكِ تقولين أنهـا عجوز، إلا أنها لا زالت تبدو جيدة. |
Tişörtünü giymedin çünkü deri kanseri çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | و ذهبت دون قميص لأن سرطان الجلد يبدو رائعاً |
Sarı yıldız peruğuyla o kadar güzel görünüyor ki. | Open Subtitles | عندما تبدو رائعة هكذا بشعرها المستعار الأشقر |
güzel görünüyor. Bak, ne kadar yakışmış. | Open Subtitles | يبدو جيدا انظر انظر كم يبدوا جيدا |
Bu güzel görünüyor, aktivitelere baksana egzersizler, su egzersizleri. | Open Subtitles | هذا يبدو جيد وانظري لكل هذه الأنشطه النسج, التمارين الرياضيه المائيه |
- Ev artık çok güzel görünüyor. - Ne dediniz bayan? | Open Subtitles | المنزل يبدو جميلا جدا الآن ماذا يا انسة ؟ |
Şu kadını ele alalım. Yeteri kadar güzel görünüyor. ...ama vergilerinde dürüst değil. | Open Subtitles | هذه المرأة مثلًا، تبدو لطيفة جدًّا، لكنّها تكذب بشأن ضرائبها ومدمنة لمسكّنات الآلام، |
Oldukça güzel görünüyor. Nedir o, gümüş ya da platinyum falan mı? | Open Subtitles | إنه يبدو جيدًا مما هو، فضة أم بلاتينيوم؟ |
Senin olduğun yerden güzel görünüyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدو جميلة من هذا الجانب؟ |
Her şey çok güzel görünüyor! | Open Subtitles | .كل شيء يبدو جميل بالنسبة لي ...هذه المدينة تبدو |
Dışarıda işe derdim ama o çiçeklik çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | اخبرتك ان تتبول في الخارج لكن مشتل الزهور يبدو جميلاً جداً |
Biliyorum yangına davetiye gibi geliyor, ama dergilerde çok güzel görünüyor, ve eminim benimle birlikte geçireceğinizden daha iyi vakit geçirme şansınız olacak. | Open Subtitles | مع الأكياس الورقية على الأسطح أعلم بأنه يبدو كأمر (قابل للاشتعال) و لكنه يبدو جميلًا جداً في المجلات |
Biraz daha yaklaşın birbirinize. Çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | ادْنوا من بعضكم البعض قليلاً هذا يبدو لطيفاً |