Tabii, muhtemelen bu güzel genç kız kadar iyi oynayamam. | Open Subtitles | بالطبع,ربما لم اكن جيد كهذه الشابة الجميلة |
Patenle dolaşan, o güzel genç kızı hala hatırlıyorum. | Open Subtitles | تعلمين، لا زلت أذكر تلك الفتاة الشابة الجميلة على الصحن الدوار |
Bir bak da bu güzel, genç bayanın önemini kavra. | Open Subtitles | انظر و استوعب الاهمية الكونية لهذه الشابة الجميلة |
Cannon Tiyatrosu'nun arkasındaki sokakta güzel,genç bir kadın. | Open Subtitles | وقالت امرأة شابة جميلة في الزقاق خلف المسرح كانون. |
Umarım bunu söylememde bir sakınca yoktur, ama siz çok güzel genç bir hanımsınız. | Open Subtitles | آمل ألا تمانعي قولى هذا، لكنكِ شابة جميلة. |
Demek istiyorum ki, ikimizle konuşmak isteyen... iki tane çok güzel genç kadın var. | Open Subtitles | أقصد هناك هرتين لطيفتين صغيرتين اللتان تودان الحصول على دردشة معنا |
Etrafta o kadar güzel genç kız varken sizin gibi içi geçmiş şaşkınların hiç şansı yok. | Open Subtitles | مع كل هذه الفتيات الشابات الجميلات هنا ليست لديكم أي فرصة في دعوة من شاب |
Bir bak da bu güzel, genç bayanın önemini kavra. | Open Subtitles | انظر و استوعب الاهمية الكونية لهذه الشابة الجميلة |
Bu güzel genç hanım olmasa bu akşam felaket olurdu. | Open Subtitles | إذ لم تكن هذه الشابة الجميلة هنا لكانت هذه الليلة كارثية |
güzel genç bayana etrafı gezdir. | Open Subtitles | دعنا نعرض على هذه الشابة الجميلة المكان هنا |
"Nehirde titrerken bulunan güzel genç kadın... | Open Subtitles | "أيحتمل أن الشابة الجميلة المعثور عليها مرتعشةً في النهر |
Çok bilgili olduğunuza göre, Bayan Edgar kızının, o güzel genç kızının, hiçbir erkeğin ona dokunmasına neden tahammül edemediğini de biliyorsunuzdur! | Open Subtitles | أوه حسنا، طالما أنت واسعة الإطلاع، سيدة (إدغار)ْ أتعرفين أيضا بأن بنتك بنتك الشابة الجميلة لا تستطيع أن تجعل رجل يمسها؟ |
Ve buradaki güzel genç bayan da Jenna McCarty. | Open Subtitles | وهذه السيدة الشابة الجميلة الموجودة هنا هذه هي (جينا مكارتي) |
Sonra Burma'dan döndüğümde onu güzel genç bir bayan olarak buldum. | Open Subtitles | ثم, عندما عدت من بورما وجدتها سيدة شابة جميلة |
Bir zamanlar aşk için evlenmiş güzel, genç bir kız varmış. | Open Subtitles | كان فيما مضى كانت هناك فتاة شابة جميلة التي تزوجت عن حب. |
Ve jürinin seni çiğ çiğ yiyeceğini de biliyorsun. Düşmanla yatan güzel, genç bir kadın... | Open Subtitles | وتعرفين أن هيئة المُحلّفين ستنال منكِ لأنكِ شابة جميلة مُرتبطة بعدوّنا |
Demek istiyorum ki, ikimizle konuşmak isteyen... iki tane çok güzel genç kadın var. | Open Subtitles | أقصد هناك هرتين لطيفتين صغيرتين اللتان تودان الحصول على دردشة معنا |
Eğer kira vermeden yaşamak istiyorsan otur şuraya ve bu güzel genç hanımların işi doğru düzgün yaptıklarına ve bir şeyler çalmadıklarına emin ol. | Open Subtitles | فلو أردت أن يبقى وضعك مجاني الإيجار فاجلس هنا واحرص على تولي هؤلاء الشابات الجميلات أعمالهن |