Bu güzel yüzüne bir şey olmasını istemeyiz. | Open Subtitles | كما أننا لا نريد أن يتعرض وجهك الجميل للأذى. |
O güzel yüzüne bakmak gibiydi, Victoria gerçeğin ve uydurmanın en zarif karışımı. | Open Subtitles | كانت اشبه بالنظر بتعمق في وجهك الجميل يا فيكتوريا الاندماج الأنيق بين الحقيقة والخيال |
Bu akşam saat 6'da, şu Gary Cooper tarzı yürüyüşüne hafif bir topallama edası katmam ve güzel yüzüne boydan boya adımı yazmam kulağına nasıl geliyor? | Open Subtitles | ما رأيك في السادسة هذا الصباح أضع بعض العرج في مشية " غاري كوبر " المتعجرفة ؟ وأكتب إسمي على وجهك الجميل ما رأيك ؟ |
Hepsi açık tabuk ayini yapabilmek, güzel yüzüne son bir kez daha bakabilmek için. | Open Subtitles | كل ذلك لأجل أن تحظى ،بذلك النعش الجميل المفتوح وتحصل على نظرة أخيرة .على وجهها الجميل |
Hepsi güzel açık bir tabut ve güzel yüzüne son bir kez bakabilmen için. | Open Subtitles | كل ذلك لأجل أن تحظى ،بذلك النعش الجميل المفتوح وتحصل على نظرة أخيرة .على وجهها الجميل |
Seni güzelce hazırlayıp, o güzel yüzüne harika bir gülümseme konduracaklar? | Open Subtitles | يظهرونك بشكلٍ جيد. ويمنحونك ابتسامة جميلة على هذا الوجه الجميل, حسناً؟ |
O üzgün, ben ise güzel yüzüne gülümsüyorum. | Open Subtitles | "إنها تنزعج وأنا أبتسم لذلك" |
O güzel yüzüne yazık olur. | Open Subtitles | و سوف أفجرها" سأدمر وجهك الجميل |
Sana ve o güzel yüzüne lanet olsun. | Open Subtitles | اللعنة عليك وعلى وجهك الجميل |
güzel yüzüne doğru! | Open Subtitles | ناحية وجهك الجميل! |
Çocuklarımın yüzünün onun güzel yüzüne benzemesini isterim. | Open Subtitles | أريد ان يحصل اطفالى على وجهها الجميل |
İçeriye gelsene, mini bardan bir şeyler içeriz ve o güzel yüzüne memnun bir ifade yerleştirmeye çalışırım. | Open Subtitles | لم لا تدخلي ؟ ونأخذ بعض زجاجات الرحلة من الحانة لنرى إن كنت أضع ابتسامة على هذا الوجه الجميل |
Bu pek münasip olmaz ve o küçük güzel yüzüne bir şey olmasını istemem. | Open Subtitles | ولا أريد أن يصيب هذا الوجه الجميل مكروه. |
O üzgün, ben ise güzel yüzüne gülümsüyorum. | Open Subtitles | "إنها تنزعج وأنا أبتسم لذلك" |