Yarım günlük uzaktaki Pakita, Gardez'de yapılan baskın hakkında haberler okumuştum. | Open Subtitles | لكنني قرأت عن غارة في "غارداز"، مسافة نصف يوم بالسيارة في ولاية "باكتيا". |
Fakat Gardez'e olan ziyaretimin beni nerelere getirebileceğinden habersizdim. | Open Subtitles | لكنني لم أكن أعرف إلى أين ستوصلني زيارتي إلى "غارداز". |
Washington'un Gardez meselesi ile ilgilenmemesi beni şaşırtmadı. | Open Subtitles | لم أتفاجأ بأن واشنطن لم تكن مهتمة بـ"غارداز". |
Gardez, tüm şehri getirmiş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن (جارديز) قاد السيارة في كل أنحاء المدينة |
Bu Bay Harper. Gardez'in yerine görüşmeye geldi. | Open Subtitles | هذاهوالسيد(هاربر) يقومبمقابلةالعملليحلمحل( جارديز) |
Vatandaşlar evlerinden alınıyor, kaçırılıyor... Kongre, Gardez Baskınını inceleyecek gibi durmuyordu. | Open Subtitles | الكونجرس لم يكن سيحقق في غارات "غارداز"، |
Afganistan'da Gardez Hadisesini ilk ortaya çıkaran gazeteci NATO tarafından yerden yere vuruldu. | Open Subtitles | الصحفي الذي تحدث أول مرة عن قصة "غارداز" تمّت مهاجمته علنيًا من قبل الناتو. |
Fakat Gardez hakkında bilgiler sızmaya devam etti. | Open Subtitles | لكن المعلومات عن "غارداز" استمرت في الظهور. |
Tıpkı sizin gibi sabah erkenden Kabil'den yola çıkarak Logarı geçip Gardez'e geldik. | Open Subtitles | مثلك، خرجنا مبكرًا من "كابول"، عبر "لوغار" إلى "غارداز"، |
Peki bu durumda Başkan'ın elit birlikleri niye Gardez'de bir ailenin kapısını kırsın? | Open Subtitles | إذا لماذا يقوم قائد قوات النخبة بالنزول وطرق الأبواب لعائلة في "غارداز"؟ |
Gardez hadisesinin izole bir olay olmadığını biliyordum ve dönüp NATO'nun yayınladığı öldürülen, yakalananlar listesine baktım. | Open Subtitles | كنت أعلم أن "غارداز" لم تكن حادثة معزولة، فعدت لبيانات الناتو الصحفية وقوائمهم للقتلى والمأسورين. |
Bu korkunç bir rakamdı ve her gece Gardez'dekine benzer olayların 20 katının meydana geldiği anlamına geliyordu. | Open Subtitles | كان رقمًا مهولا، وعنى أن القصص كالتي حصلت في "غارداز" كانت تحصل حوالي الـ20 مرة كل ليلة. |
Gardez'in büyük bir hikayenin parçası olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | كان بإمكاني رؤية أن "غارداز" كانت جزءًا من قصة أكبر، أكبر بكثير، |
Gardez'in yankıları her yerdeydi. Bir çok detay tekrarlanıp duruyordu. | Open Subtitles | أصداء "غارداز" كانت بكل مكان، الكثير من التفاصيل التي تكرر نفسها. |
Gardez'de Amerikan askerleri cinayetleri örtbas için akıl almaz şeyler yapabildiler. | Open Subtitles | في "غارداز" الجنود الأمريكييون تمادوا لتغطية أعمالهم. |
Washington'un Gardez'deki cinayetleri görmezden gelmesine şaşırmamıştım. | Open Subtitles | لم أتفاجأ حين تجاهلت واشنطن عمليات القتل في "غارداز". |
Bu Harper. Gardez'in yerine görüşmeye geldi. | Open Subtitles | هذاهو(هاربر) سيقوم بمقابلة رسمية ليحل محل (جارديز) |
Evet, Gardez bir dangalak. Her şey normal. | Open Subtitles | أجل، إنه(جارديز) الأمور علي ما يُرام |
Gardez yakında gelecektir, o gelene kadar oyalanacak... | Open Subtitles | أنا واثقة من أن ( جارديز ) سيأتى قريباً هلتريدأن تنظرحتى ... |
İki ceset var ve Gardez'e yardım gerekiyor. | Open Subtitles | بها جثتين و (جارديز) يحتاج إلى مساعدة |
Yardım edin! Gardez! Herhangi biri! | Open Subtitles | ليساعدنيأحد,( جارديز) هل يوجد أحد هنا ؟ |