Sen Tanrı adına iş yaparken ben bir çiftçi ve buradaki garsonlardan biri tarafından kandırıldım. | Open Subtitles | عندما كنت تعمل العمل الصالح خدعني مزارع و نادلة معه |
Şimdi, burada yazana göre kurban garsonlardan biriymiş. | Open Subtitles | الآن، مذكور هنا أن الضحية كانت نادلة هنا |
Collette ile konuşuyordum- restauranttaki diğer garsonlardan biri- ve dediğine göre bunun nedeni, başımızda ebeveynlerimiz olmadan yetişmemizmiş. | Open Subtitles | هي آخر نادلة في المطعم الصغير وقالت فذلك لأننا نشأنا مجهولين متخفّين |
Müdürün dediğine göre... garsonlardan birini takip etmiş olabilir. | Open Subtitles | انه قد يكون تبع احدى النادلات الى خارج الحانة |
garsonlardan biriyle sevişmek için karının 50. yaş günü partisini hazırlık aşamasında terk edip gidip kondom mu aldın? | Open Subtitles | تركت تحضيرات حفلة يوم ميلاد زوجتك الخميس لتذهب لشراء أوقية ذكريه لتمارس الجنس مع إحدى النادلات |
Bu beyefendi özel garsonlardan biri olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا الشخص المهذب قال أنه من النوادل |
garsonlardan biri değil mi? | Open Subtitles | أهو أحد النوادل ؟ |
Şikayetçi bir kadın birkaç el ateş ederek garsonlardan birini vurdu. | Open Subtitles | إمرأة غاضبة قامت بإطلاق بعض الطلقات . وأصابت نادلة |
Fakat garsonlardan birisi vuruldu ve yaşayıp yaşayamayacağı belli değil. | Open Subtitles | لكن نادلة أصيبت ولا أدري إن كانت ستنجو |
Sence bu garsonlardan hangisi benimle yatar? | Open Subtitles | أي نادلة تعتقدها ستفعل معي؟ |
Ona yaklaştığımda garsonlardan birine sulanıyordu. | Open Subtitles | دخلت عليه، وكَانَ يتحرش بإحدى النادلات |
Bilardo oynama karar verdik. Ben bayan garsonlardan birinden hoşlanmadım. | Open Subtitles | ،كنا نلعب البليارد ... و تحامقت مع إحدى النادلات |
garsonlardan içki söyleme. | Open Subtitles | . لا تطلبي مشروبات من النادلات |
- garsonlardan biri. | Open Subtitles | - واحدة من النوادل. |
Özel garsonlardan biriyim. | Open Subtitles | أنا من النوادل |