Bu gözlem geçen on yılda peşinden koştuğum bir merakı tetikledi. | TED | وقد أثارت تلك الملاحظة فضولي حيث قضيت العقد الماضي أحقق بها. |
geçen on yılı kendimi acıya ve aşağılanmaya maruz bırakarak geçirdim, umut ediyorum ki, iyi bir amaç için: kendimi geliştirme. | TED | لقد قضيت العقد الماضي معرضاً نفسي للألم و الإذلال من أجل قضية سامية كما اّمل والتي هي تحسين الذات |
Ayrıca, geçen on yıl boyunca, gruplarla diyalog kurmanın kavramsal ve politik açıdan tehlikeli olduğu bir dönemdeydik. | TED | اضافةً لذلك , خلال العقد الماضي كنا في مزاج عام حيث التعامل مع الجماعات كان خطر سياسي ومفهومي |
Buradaki paradoks geçen on yılın bu konu üzerinde gelişme sağlamak için boşa harcanmış bir dönem olması. | TED | المفارقة هنا ان العقد الماضي كان عقدا ضائعا تقريبا لعمل تقدم في هذا الاتجاه |
İster inanın ister inanmayın sağınızdaki resim, geçen on yıl kadar bir sürede bütün mercan örtüsünü kaybeden Maui Adası'ndaki çok meşhur bir turist dalış noktasından. | TED | صدقوا أو لا تصدقوا، تبقى الصورة على اليمين بقعة سياحية مفضلة للغواصين على جزيرة ماوي، بالرغم من فقدانها لأغلب الشعب المرجانية التي تغطيها خلال العقد الماضي. |
Cevap, sade ve basit bu şehirde, geçen on yılda kaynakla ilgili bir artış olmaksızın cezai kovuşturmadaki DNA testi sayısı üç kat artmıştır. | Open Subtitles | واضح وبسيط، وقد شهدت هذه المدينة زيادة بمقدار ثلاثة أضعاف في اختبار الحمض النووي في المحاكمات الجنائية في العقد الماضي |
geçen on yılda yokluğun dikkat çekiyordu. | Open Subtitles | لقد كنت غائباً بشكل واضح طوال العقد الماضي. |
Ve geçen on yıllarda yüzde 2, 3 ortalaması olan GSYİH değerini şimdilerde yüzde 6,5 oranına çıkardık. | TED | ونمى الناتج المحلي الإجمالي من متوسط قدره 2،3% في العقد الماضي إلى نحو 6،5 % الآن. |