Toplumumuzun vicdanı geçici bir süre de olsa tatmin oldu. | Open Subtitles | ضمير المجتمع الغاضب، . كان راضً بشكل مؤقت |
geçici bir süre için. | Open Subtitles | نحن يَجِبُ أَنْ يَكُونُ خارج هذا بشكل مؤقت. |
Son zamanlarda, eşini ve çocuklarını geçici bir süre köyde bırakarak, Dongguan'da vinç üreten bir fabrikada çalışmaya gitti. | TED | هي عادت مؤخرا إلى دونغقوان لوحدها لتأخذ وظيفة في مصنع ينتج رافعات البناء، تاركة مؤقتا زوجها وأطفالها في القرية. |
"Doğru hazırlanırsa, Çok Özlü İksir içen kişi geçici bir süre için başkasının fiziksel görüntüsüne dönüşür." | Open Subtitles | إن تم نقعها بالشكل الملائم، تسمح جرعة بوليجوس لمن يشربها بأن يحول نفسه مؤقتا إلى شكل شخص أخر |
Zorunlu yer değişiminizi kolaylaştırmak için... yer çekimini geçici bir süre kaldırıyoruz. | Open Subtitles | الآن سوف نوقف جاذبيتكم مؤقتاً لكي نجعل من حياتكم الإلزامية تنتقل بسهولة. |
Suda yaşayabilen ve sinekle beslenen canlılara onu kaptırmam egom için çok iyi değil ama, bu sadece geçici bir süre. | Open Subtitles | هذا لا يٌطري غروري كثيراً أن أخسر امام مجموعة من البرمئيات لكن هذا وضع مؤقت |
Kendi yerimi bulana kadar, geçici bir süre için buradayım. | Open Subtitles | حسنا، هذا أمر مؤقت وحسب حتى أعثر على مسكن لي |
Bu durum sizin bu davaya bakmanızı engelliyor ve... biz geçici bir süre davanın askıya alınmasını talep ediyoruz. | Open Subtitles | نعتقد حرمانك من سماع هذه القضية ونحن، لذا، تحركنا لتعليق مؤقت إلى أن يحقق فيه |
geçici bir süre bir bomba kraterinde branda altına gömüldükten sonra Herdelin mezarlığına gömülmüşler. | Open Subtitles | لقد دُفِنوا في مقبرة هارلن بعد أن دُفِنوا بشكل مؤقت تحت قماش مشمّع في حفرة قنبلة |
Dikkat dikkat, sayın yolcularımız, kar fırtınası dolayısı ile, trenimiz geçici bir süre için duracaktır. | Open Subtitles | برجاء الانتباه من جميع الركاب نظراً لتعطل جدول الوصول بسبب الثلج المنهمر سيتوقّف القطار بشكل مؤقت |
geçici bir süre bizimle... birlikte burada... | Open Subtitles | مثل نوعاً ما بشكل مؤقت ...يقيم هنا نوعاً ما،و |
Kollarını ve bacaklarını geçici bir süre kullanıyorsun. Kapa çeneni. | Open Subtitles | و أنتَ تستخدم ذراعيك و ساقيك بشكل مؤقت |
Unutma, bu krema için geçici bir süre çalışıyorsun. | Open Subtitles | تذكري، أنت تعملين لدى هذا "الخطمي" بشكل مؤقت. |
Anlaşma yapmak için buradayız ama geçici bir süre burada kalmamız gerek. | Open Subtitles | نحن هنا أَنْ نَعْملَ a إتّفاق، لكن نحن مِنْ الضروري أَنْ نَكُونَ هنا بشكل مؤقت. |
geçici bir süre kör olursun, ama inan bana, bu bir lütuf çünkü görmek isteyeceğin son şey, sana ne olduğudur. | Open Subtitles | أنت أعمى مؤقتا ، ولكن ثق بي ، هذا نعمة ، لأن آخر شيء تريد أن تراه |
geçici bir süre için vücutlarınızda bulunan tüm sıvıları çıkartacağım! | Open Subtitles | الآن أنا مجرد الذهاب مؤقتا لاستخراج... كل شيء من الرطوبة من الجسم. |
Mutsuz bir çocuğu geçici bir süre için mutlu etmiştim. | Open Subtitles | جعلت طفلا غير سعيد سعيداً مؤقتا |
İlk ruhlardan birine yapılacak etkili bir yakarış ayini onu geçici bir süre bize bağlayacaktır. | Open Subtitles | الإبتهال للروح الأزلية كائناً من الدرجة الأولى ، ذلك سيقوم بسحبه وربطه مؤقتاً |
Kulelerden birini yok ederek geçici bir süre savunma sistemlerini sekteye uğratacağız ki bu da geminize geçiş için bir pencere açacak. | Open Subtitles | والذي سيحيط بالأرض وبتدمير أحد الأبراج ستعطلون الشبكة مؤقتاً |
O zaman geçici bir süre burada? | Open Subtitles | إذاً هو يتولى هذه القضية مؤقتاً |
Bu Tom ve Wanda'nın arıları benim karavandan çıkıncaya kadar geçici bir süre. | Open Subtitles | هذا وضع مؤقت حتي يخرج نحل واند) و(توم من مقطورتي |
Hey, inan bana, sadece geçici bir süre. | Open Subtitles | صدقني أنه أمر مؤقت فقط |
Bu durum sizin bu davaya bakmanızı engelliyor ve... biz geçici bir süre davanın askıya alınmasını talep ediyoruz. | Open Subtitles | نعتقد حرمانك من سماع هذه القضية ونحن، لذا، تحركنا لتعليق مؤقت إلى أن يحقق فيه |