geçinmek için yaptığı işin gerektirdiğinden daha iyi bir insan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بما يكفي لأعرف أنّه كان أفضل ممّا كان يعمله لكسب لقمة العيش. |
Orada Flint'te birimiz bile yoktur biz dahil hiç kimse durup düşünen geçinmek için yaptığımız bu iş otomobilleri üretmek muhtemelen kutup buzullarının erimesinin ve bildiğimiz şekliyle uygarlığın sona ermesinin tek başına en büyük nedenidir. | Open Subtitles | من منا توقف أبدا عن التفكير هذه الأشياء نفعلها من أجل لقمة العيش صناعة السيارات |
Benim işim bu değil. Ben geçinmek için şarkı söylüyorum. | Open Subtitles | لا أفعل هذا ، أنا أفعل هذا من أجل لقمة العيش |
Hiçbir değeri olmayan bir arazi ve kafasında saçı var bunun sebebi de geçinmek için hiç çalışmamış olması. | Open Subtitles | لديه قطعة أرض لاتساوي شيئاً وأجل بعض الشعر كل ذلك لأنّه لم يجتهد لتحصيل لقمة عيشه |
Kardeşinin geçinmek için ne iş yaptığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | إنّك لا تعرف ماذا يعمل شقيقك ليكسب لقمة عيشه ؟ |
Geleceğinde yazmak yoksa, doktorluk geçinmek için gayet soylu bir yol. | Open Subtitles | اذا كانت الكتابة ليست هي مستقبلك, الطبابة طريقة نبيلة لكسب العيش |
geçinmek için bunu mu yapıyorsun? | Open Subtitles | بهذه الطريقة تكسب رزقك ؟ |
Benim özel antrenörüm yok, ayrıca geçinmek için çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا و بدون مدرب شخصي و أعمل من أجل لقمة العيش |
Yani herkes bana bakıyor, çünkü ben geçinmek için yiyecek kamyonu sürüp pirinç köftesi yapan adamım. | Open Subtitles | لذلك الجميع يتطلع في وجهي لأنني الرجل يقود شاحنة الغذاء ويعد كرات الأرز من أجل لقمة العيش |
Vay be, geçinmek için çalışmak da amma zor işmiş. | Open Subtitles | يا رجل , هذا العمل بالتأكيد كثير جدا من أجل لقمة العيش. |
Bu evde kalacaksa geçinmek için çalışmalı. | Open Subtitles | وإذا أرادت البقى في هذا البيت، يجب أن تعمل من أجل لقمة العيش |
Korkarım yeni bir mevki arayışıyla şehirden şehire seyahat ederek kıt kanaat geçinmek Mary'nin kendisi için öngördüğü gelecek değil. | Open Subtitles | أخشى أن السفر من مدينة لأخرى بحث عن وظيفة جديدة بالكاد تستطيع تدبر لقمة العيش |
Bazılarımızın geçinmek için gerçekten çalışması gerekiyor. | Open Subtitles | بعضنا عليه أن يعمل من أجل كسب لقمة العيش |
Herkes bir şekilde geçinmek zorunda. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يكسب لقمة عيشه وأنافقطأخبركالطريقةالتي يمكنكأن.. |
geçinmek için, epey iyi bir işe benziyor. | Open Subtitles | حسنا، يبدو وكأنها وسيلة لائقة لكسب العيش |
Onun gibi, hiçbir erkek arkadaşım geçinmek için ne yaptığımı bilmiyorlardı. | Open Subtitles | ليس من الرجال الذين واعدتهم حصلوا على ما فعلت لكسب العيش كما فعل |
- geçinmek için yaptığın şeyi yapıyorum. | Open Subtitles | - أفعل ما تفعله لتكسب رزقك - |