İnanın ya da inanmayın, aslında bu adamlar yol geçiyorlar. | TED | صدقوا أو لا تصدقوا ، كانوا يعبرون الطريق. |
Blok boyunca yürüyorlar, ışığı bekleyip karşıya geçiyorlar. | Open Subtitles | يمشون بمحازاة المبنى، ينتظرون إشارة المرور، يعبرون عند حلول الإشارة |
Amerika'nın doğu sahilinin yukarısına göç eden Mavi Kazlar dünyanın en büyük kentlerinin birinin üstünden geçiyorlar. | Open Subtitles | أوز الثلوج يسافرون حتى الساحل الشرقي من أمريكا يعبرون واحدة من أكبر المدن في العالم. |
Onlar, iki üç hafta sıkı müfredata... ...bağlı eğitimden geçiyorlar. | TED | هن يمرون بأسبوعين إلى ثلاثة أسابيع من التدريب و التعليم المنهجي الصارم. |
Sonra bir sonraki ağıla geçiyorlar, ve sadece bir kaç hafta içinde çimenler büyümeye başlıyordu. | TED | ثم ينتقلون للآخر وخلال بضعة أسابيع الزرع يدخل مرحلة من النمو |
Arabalarıyla hızla geçiyorlar.. | Open Subtitles | سيكونون في عرباتهم يعبرون المسرح بسرعة |
Doğudan ve güneyden gelenler yoğun bir halde Kara Kapılar'dan geçiyorlar. | Open Subtitles | منالجنوبوالشمال، يعبرون "البوابه السوداء" |
Bak, insanlar hâlâ Atlantik'i geçiyorlar. | Open Subtitles | انظر، مازال الناس يعبرون الأطلسي |
Oued Laou' yu, geçiyorlar, sahile doğru hareket ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعبرون وادي لاوا وهم محملين جيداً |
Gizemlerle ve harikalarla dolu bir evrene geçiyorlar. | Open Subtitles | يعبرون إلى كون مليء بالعجائب وَ الأسرار |
Ve sokağın temizlenmiş tarafına geçiyorlar. | Open Subtitles | وبعدها يعبرون إلى الجانب النظيف. |
Sınırı buradan geçiyorlar. Ve buradan. | Open Subtitles | أنهم يعبرون هنا , وهنا |
- İşte geçitten geçiyorlar! | Open Subtitles | يعبرون الطريق الجانبي |
Londra'ya giderken çiftliğimin üstünden geçiyorlar. | Open Subtitles | انهم يمرون فوق مزرعتى فى طريقهم الى لندن |
Yanımdan sanki milyon km hızla geçiyorlar. | Open Subtitles | يمرون بسرعة عني بسرعة مليون ميل في الساعة |
Sahte anahtarı aldılar ve sahte "firewall"lardan geçiyorlar. | Open Subtitles | لقد حصلوا على مفتاح التشفير المزيف وهاهم يمرون من خلال الجدار الناري المزيف |
Onları tüketip sıradakine geçiyorlar. | Open Subtitles | يستنزفونها وبعد ذلك ينتقلون للعالم التالي |
Yeni bir gemiye geçiyorlar. San Pablo. | Open Subtitles | ينتقلون لسفينة جديدة الـ سان بابلو |
Dünyanın neredeyse tüm küçük flamingoları... bu göller zincirinde yaşıyor... ve alglerin miktarı değiştikçe... gölden göle geçiyorlar. | Open Subtitles | تقريبا جميع طيور النحام في العالم يعيشون على هذه السلسلة من البحيرات، ينتقلون من بحيرة إلى أخرى كلما تغيرت كمية الطحالب في كل واحدة. |
- Şu tarafta! - İşte, geçiyorlar! | Open Subtitles | هنالكَ - إنَّهم يجتازونا - |
Bu resimde, bir nehir var ve şey bir at var ve atın üzerinde de bir adam oturuyor ve beraber nehri karşıdan karşıya geçiyorlar. | Open Subtitles | في هذه الصورة يوجد نهر و هناك حصانا ورجل يمتطيه ومعا يعبران هذا النهر |