"geçmenin" - Traduction Turc en Arabe

    • لعبور
        
    • للعبور
        
    • عبور
        
    • لتجاوز
        
    • خلال الطرقات
        
    Bütün kıtaları bir adımda geçmenin yolunu öğretebiliriz. Open Subtitles تطوير وسائل المواصلات لعبور القارات فى خطوة واحدة
    Tek yapmamız gereken şu ışıkları geçmenin bir yolunu bulmak. Open Subtitles كل ما نحتاجه ان نكتشف طريقه لعبور هذه الاشارات
    Eminim ki avluda gezinirken, sınırdan fark edilmeden geçmenin en iyi yolunu sorup soruşturmuştur, o yol da bu işte. Open Subtitles أضمن لك أنه حام حول المنطقة، ليجد أفضل الطرق للعبور خلسة هذا ما أريده، سأهاتف دورية الحدود
    geçmenin yolu yok! Open Subtitles لا يوجد طريق للعبور يمكننا أن نعبر
    3,000 umutsuz asker kıyıya hücum edip bir kanalı geçmenin bedelini yüz kat artırmadan kıyıya gitmeliyiz. Open Subtitles نحو الساحل ولأي سفينة قبل أن يبلغها 3 آلاف جندي يائس ثم يرتفع سعر عبور القناة بمئات الأضعاف
    - Bir delikten kamışsız geçmenin iyi bir fikir olduğunu düşüyor musun hala? Open Subtitles ألازلتِ تظنين أن عبور البوابة بدون عضو فكرة جيدة؟
    İnsanlar silahlı korumaları geçmenin en kolay yolunun yüksek teknoloji ya da büyük silah gücü olduğunu düşünür. Open Subtitles الناس تعتقد أن أسهل طريقة لتجاوز حراس مسلحين هي معدات التكنولوجيا الفائقة مع قوة إطلاق خطيرة
    Umalım ki lanet nehri geçmenin bir yolunu bulmuş olsunlar. Open Subtitles لنتمني أنهم وجدوا طريقة لعبور ذلك النهر اللعين.
    Bana donmuş bir gölden geçmenin sadece bir yolu olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد أخبرتنى عن الطريق الوحيد لعبور البحيره المتجمده
    Susan, bu dereyi geçmenin bir yolu var mı? Open Subtitles هل هناك طريقة لعبور هذا النهر ؟
    Irmağın karşısına geçmenin bir yol var mı? Open Subtitles أهناك أي طريقٍ آخر لعبور النهر ؟
    Ve o nehri geçmenin bir yolunu bulmazsam 2. Open Subtitles وإن لم أجد طريقة لعبور ذلك النهر،
    Neyse, keşifçiler yakında kampa dönmeliler, ve ben de umuyorum ki şu lanet nehri geçmenin bir yolunu bulmuşlardır ve bilgilendirmede seni de istiyorum. Open Subtitles الآن، ينبغي أن يكون الكشافة قد عادوا إلي المخيّم، و... أتمنى أن يكونوا قد.. وجدوا طريق لعبور النهر،
    Nehri tek başımıza geçmenin bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles علينا أن نجد طريقة للعبور وحدنا
    Ama Poutulik, karşıya geçmenin bir yolu yok ki. Open Subtitles ولكن يا بوتوليك، لا توجد طريقة للعبور
    Buradan geçmenin tek yolu tren. Open Subtitles القطار هو طريقتنا الوحيدة للعبور.
    - geçmenin bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles عليّ أن أجِد طريقةً للعبور
    Kasaba sınırını geçmenin kötü yan etkilerinden koruyacak bizi. Open Subtitles سيقينا مِنْ أيّ تأثيرات تنتج عن عبور خطّ البلدة
    Seni sersem! Teli geçmenin cezası ölümdür! Open Subtitles أيها الأحمق , الموت عند عبور السلك
    Seni sersem! Teli geçmenin cezası ölümdür! Open Subtitles أيها الأحمق , الموت عند عبور السلك
    Parmak izini geçmenin bir yolu var mı? Open Subtitles هل هُناك أى طريقة لتجاوز إجراء مسح بصمة اليد ؟
    Boğazlardan geçmenin bir yolunu bul, ve Keys'deki ofisimle bağlantıya geç. Open Subtitles ، فلتجد طريقاً من خلال الطرقات الضيقة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus