Ya dediğimi yapacağız, ya da oturup birinin buradan geçmesini bekleyeceğiz. | Open Subtitles | إما أن نفعل ذلك أو ننتظر شخص ما كى يمر بسيارته |
Çabuk geçmesini istiyordum, ama bunun yerine her saatin, her saniyenin geçişine tanık olmaya zorlandım. | Open Subtitles | أردت أن يمر الوقت سريعاً ، لكن بدلا من ذلك أجبرت على أن أشهد على مرور كل ثانية من كل ساعة |
En azından zamanın daha hızlı geçmesini sağlamıştı. | Open Subtitles | على أية حال هذا جعل الوقت يمر بشكل أسرع. |
Ya da büyünün geçmesini bekleyip ben alırım. | Open Subtitles | أو بإمكاننا الإنتظار حتى يزول مفعول تعويذة الصد و من ثم سآخذه |
Bu, yanlış ellere geçmesini istemeyeceğin türden bir teknoloji. | Open Subtitles | هذا ليس هو النوع من التكنولوجيا التي تريدونها أن تقع في الآيادي الخاطئة |
Adamımız kendi frekansını, katı objelerin içinden geçmesini sağlayacak şekilde değiştirmiş olabilir. | Open Subtitles | رجلنا قد تكون لديه القدرة على تحويل تردده بما يكفي للسماح له بالمرور عبر الأجسام الصلبة مثل المياه من خلال مصفاة |
Eğer, saklanmanız gereken yer hava geçirmeyecek şekilde tasarlanmışsa oksijeniniz bitmeden,tehlikenin geçmesini ümit edersiniz. | Open Subtitles | ولكن إن أضطررت للأختباء في مكان تم تصميمه بشكل محكم فمن الأفضل أن تتمنى أن يمر الخطر |
Bu ağın her bilgisayarlı bölümden geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يمر هذا الخط عبر كل مرئية مصادر معلومات |
Tamam. Devam et, zamanın hızlı geçmesini sağlıyorsun. | Open Subtitles | حسنا، استمرى فقط هذا يجعل الوقت يمر سريعا |
Hey dostum gelip buraya başka bir arabanın gelmesini veya, ...bu şeride geçmesini engelleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يُمكنكم أن تحرصوا بأن لا يمر أحد من هُنا، أو تحرصوا إنه قد يكون في الجوار. |
Aslında bunu göstermek için yabancıların geçmesini bekliyordum. | Open Subtitles | فالحقيقة , كنت أنتظر بغريب أن يمر لكي أريه هذا الفتى السيء. |
Sarhoşun teki gibi bir köşe başına düşüverip yabancının tekinin yanımdan geçmesini beklemekten iyidir. | Open Subtitles | إنه أفضل من أن أقع على الشارع كثمِلة بانتظار غريبٍ بأن يمر ليراني. |
Kuyruklu yıldızın geçmesini, kayalıkların kurumasına izin vereceğim... ve büyük ayin hiç bir zaman olmayacak. | Open Subtitles | سأجعل المٌذنب يمر , والأنقاض ستجف والطقوس الكبرى ستذهب هباء |
Trenin geçmesini bekle, sonra farları iki kez yakıp söndür. | Open Subtitles | دعِ القطار يمر,ثم اومضى الأنوار مرتين |
Adamları ve kanoları alıp, o garip ülkeye gidebilmek için bwana mkubwa, büyük şef, Victor'dan cesaret seremonisi olarak da bilinen bir sınavdan geçmesini istedi. | Open Subtitles | لكى نحصل على الرجال والقوارب لندخل بها هذه البلاد الغريبة قام البوانامكوبا الزعيم باعداد حفلة أول ما فيها أن يمر صديقنا فيكتور بما يسمى |
Mesela, yeni işinde masa başında saate bakıp her dakikanın tik tak tik tak diye geçmesini beklerken "sıkıntıdan öleceğim" diyeceksin ve işte o zaman kullanabilirsin. | Open Subtitles | مثلاً حينما تكون جالس علي مكتبك في عملك الجديد و تراقب الوقت و هو يمر و تقول لنفسك لقد مللت و سأشنق نفسي و هنا يمكنك أن تستخدمه |
Eğer ereksiyonunun geçmesini istiyorsan, bir kibrit yak, alevi söndür ve sıcak közü bileğine bastır. | Open Subtitles | إذا أردت أن يزول الإنتصاب, عليك بإشعال عود ثقاب... توقد ناراً و تأخذ جمرةً حارة و تضعها على رسغك |
Eğer ereksiyonunun geçmesini istiyorsan, bir kibrit yak, alevi söndür ve sıcak közü bileğine bastır. | Open Subtitles | إذا أردت أن يزول الإنتصاب, عليك بإشعال عود ثقاب... توقد ناراً و تأخذ جمرةً حارة و تضعها على رسغك |
Uzanman gerek. Etkisinin geçmesini bekle. | Open Subtitles | يجب أن تستلقي و تنتظر أن يزول التأثير |
B planı olarak Kutsal Kâse'nin iyi ellere geçmesini sağlamamız en iyi çözüm. | Open Subtitles | إذن، سيكون من الأفضل أن نتخذ خطة بديلة لكي تقع في الأيدي الصحيحة على الأقل |
Atomik yapıyı dağıtan yüksek frekans titreşimleri başka bir katının duvardan geçmesini sağlamış. | Open Subtitles | وثيرة عالية من الإهتزازات قامت بتعطيل هيكله الذري مما سمحت لقطعة صلبة أخرى بالمرور من خلاله |
Şuraya geçmesini söyle. | Open Subtitles | قل لهم ان يذهبو الي هناك |