Savaşçıların uzun geçmişinde, tek rakamlı savaşçılar uyandığında üç kötü durum meydana geldi. | Open Subtitles | في تاريخ المحاربين الطويل و تحول العضو الأول في المنظمة إلى كائن مستيقظ |
Dünyanın geçmişinde birçok buz çağı yaşandığına dair kanıtlar var. | Open Subtitles | ثمو أدلة من عدة عصور جليديّة على مدار تاريخ الأرض. |
geçmişinde karanlık, romantik bir sır saklıyor olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنك قد تختفي بعض الاسرار الرومانسي المظلمة في ماضيك |
Ekibinizdeki herkesin geçmişinde bir şey var. | Open Subtitles | فريقكم فى شخص كل فقط انه ماضيه فى المشاكل من نوع لديه |
Bu öylesi bir durumdu, çünkü kendi geçmişinde herhangi bir şiddet olayı yok. Ancak babamın vardı. | TED | كانت هذه أحدى الحالات، لأنها لم يكن لديها عنف ماضيها. لكن كان لأبي خلفية. |
Görünüşe göre Türk dostlarımızdan birinin geçmişinde göze çarpan bazı tutarsızlıklar var. | Open Subtitles | يبدوا أن أحد أصحابنا الأتراك يحمل بعض التناقضات الفاقعة في تاريخ الشخصي |
Tıbbi uyarı bilekliği takmıyor. Hasta geçmişinde bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد سوار يدل على الحساسية, و لا تاريخ طبي |
ve senin de geçmişinde insanlara yasadışı iyilikler yapmak var. | Open Subtitles | و أنت لديك تاريخ من القيام بخدمات غير قانونية للناس |
35 yaşında beyaz bir adam, akut afazi atağı, geçmişinde travma yok. | Open Subtitles | رجل أبيض يبلغ من العمر 35 عاما، بداية حادة في فقدان القدرة على الكلام، لا يوجد تاريخ للصدمة. |
Bu memurun geçmişinde depresyon ya da akıl hastalığı var mı? | Open Subtitles | هل لهذا الضابط تاريخ إحباط وأمراض نفسية؟ |
Dementor'ların seni etkilemesinin en önemli nedeni, geçmişinde çok korkunç şeylerin olması. | Open Subtitles | هم يؤثرون فيك اكثر لان ماضيك مليء بالرعب |
Seni böyle davranmaya iten bir sebep olmalı, geçmişinde. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيئاً في ماضيك يجبركِ لتتصرفي بهذه الطريقة. |
Şu gizemli geçmişinde hayal gücü yok mu? | Open Subtitles | ألم يكن هناك نوع من التظاهر في ماضيك الغامض ؟ |
geçmişinde bu kadar aşırı reaksiyon vermesini tetikleyen çok daha önemi bir şeyler olmalı.. | Open Subtitles | يبدو انه قد اكتشف ذلك لا بد من وجود حدث كبير في ماضيه |
Eğer geçmişinde, ölümle burun buruna geldiğim kritik bir anda bana yardımcı olacak önemli bir öğe varsa, evet. | Open Subtitles | قد أجد بعض التفاصيل في ماضيه التي يمكن أن تُنجيني من الموت |
Demek istediğim şu herkesin geçmişinde bir şeyler vardır... | Open Subtitles | أنا أقول فقط أنّ كل شخص لديه شيء ما في ماضيه |
Ona güveniyordum, geçmişinde ne olduysa onun hatası olmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | ،الآن ، عندي كل إيمان فيها أنت يجب أن تصدق ذلك ،مهما كان هناك في ماضيها أَنا متأكد هو لا عيب بها |
Hastamız, Başkan. 46 yaşında erkek ve tıbbi geçmişinde önemli bir hastalık yok. | Open Subtitles | لدينا الرئيس، ذكرٌ في الـ 46 بلا ماضٍ مرضيّ مهمّ |
Annenizin öldüğü gece orada olan diğer kişinin geçmişinde kadına karşı şiddet uygulamış birisi olmasını ilginç buluyorum. | Open Subtitles | وَجدتُه مثير للإِهْتِمام الشخص الآخر الوحيد الذي كان هناك ليلة وفاة أمك يَبْدو أن لديه تأريخ عُنف ضد النِساء |
Fakat geçmişinde Ajan Fornell'le bağlantısı olacak bir tek şey bulamadık. | Open Subtitles | ولكننا لم نجد أى شئ فى خلفيته يربطه بالعميل فورنيل |
geçmişinde olanları hiç bilmiyordum ve duyarsız davrandım. | Open Subtitles | لم تكن لدي أية فكرة عن تاريخك و كنتُ عديمة الأحساس |
Kızın tıbbi geçmişinde böyle bir rahatsızlığı yoktu. | Open Subtitles | تاريخها الطبي لم يقل شيئاً عن هذا الإضطراب |
Hepimizin geçmişinde kara lekeler vardır. | Open Subtitles | كلنا نملك علامات سوداء في مكاناً ما من ماضينا |
Ada'nın geçmişinde yaşanan cinayetler tekrar başladı. | Open Subtitles | جرائم قتل عكست أصداء ماضي الجزيرة المأساوي |
İşe aldığınız adamların geçmişinde, şiddet, itaatsizlik ve ruhsal bozukluk var. | Open Subtitles | الرجل الذي وظفته لديه ماض من التصرف العنيف و التمرد مشاكل عقلية |
Size bunun bir örneğini vereceğim ve sizi dünya geçmişinde özel bir zamana götüreceğim. | TED | سأعطيكم مثالًا لهذا وسآخذكم إلى وقت مميز في ماضي الأرض. |