Aklıma gelmişken, kendini şanslı sayabilirsin. Herşeye rağmen, bu kadın senin Geçmişinin bir parçası. | Open Subtitles | اعتبر نفسك محظوظاً، فعلى أية حال هى جزء من ماضيك |
Geçmişinin seni kim olduğun konusunda yönlendirmesine izin verme, onu gelecekte olacağın kişinin bir parçası haline getir. | Open Subtitles | لا تجعلي ماضيك يملى عليك من انت لكن اجعليه جزء مما ستكونين |
Karanlık Geçmişinin onun olmak istediği adamı tanımlamasına izin vermeyen adam. | Open Subtitles | الرجل الذى لا يدع ماضيه المُظلم أن يكوّن الشخص الذى يريده |
Tükenmiş, kimsesiz bir adam Geçmişinin şeytanlarıyla boğuşan bir adam. | Open Subtitles | وقد إحترق الرجل التعيس الرجل الذي طورد من قبل شياطين ماضيه |
Ağabeyinizin izini bulmak için, annenizin Geçmişinin izini sürmeniz gerek. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في البحث عن أخوكم، عليك أن تعود إلى ماضي أمك |
İnsanın Geçmişinin kendisini avlamaya geldiğini duymuşsundur. | Open Subtitles | نعم، أتسمع عن أن ماضي الرجل يأتي ويطارده |
Benim anlamadığım sen Geçmişinin her detayını bilmene rağmen mahkum olmuş bir suçluyu evime, yatak odama niye yerleştirdin? | Open Subtitles | ولكن أنا لا أفهم لِمَ أدخلت مجرم مُدان في بيتي، وفي غرفتي في حين كنت على معرفة بتفاصيل ماضيها |
Yani, uyuşturucu Geçmişinin tepesinde bir sabıka kaydı. | Open Subtitles | سيكون لديك قضايا جنائية حول تاريخك للمخدرات |
Ve eskiden kim olduğunun, Geçmişinin ya da tanıştığımız zaman kim olduğun önemi yok. | Open Subtitles | وهذا ليس بشأن ماكنتِ عليه في السابق ماضيك او ماكنت عليه عندما تقابلنا |
Geleceğinin ve Geçmişinin her anını zihnin kuruyor. | Open Subtitles | يقوم عقلك بخلق كل لحظة من مستقبلك وكل لحظة من ماضيك |
Geçmişinin çektiğin acısını sonsuza dek unut. | Open Subtitles | آلام ماضيك تلك التي تؤرقك، إنسها إلى الأبد. |
Kabul etmek zorunda değilsin ama bir parçan, Geçmişinin seni yönlendirmesine izin vermek zorunda olmadığını biliyor. | Open Subtitles | وليس عليك أن تعترف بذلك لي لكن هنالك جزء منك يعرف أنه ليس عليك أن تجعل ماضيك يكون مستقبلك |
Müdür, Geçmişinin, karısının kariyerini ve evliliklerini nasıl mahvedeceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | أنّ آمر السجن كان يفكّر في أنّ ماضيه سيحطّم مهنة زوجته وزواجه |
Öz babasının onu reddetmesi ya da, geçmişindeki top yekûn bir reddediliş tetiklemiş, ve Geçmişinin yerini bu fantezi almış olabilir. | Open Subtitles | وقد تنطوي على رفضه لوالده أو ماضيه بأكمله واستبدله بمخيلته |
Geçmişinin onu yakalamaya... - ... gelmesi de ne demek oluyor? | Open Subtitles | ما الذي كان يعنيه بإنّ ماضيه عائد لينال منه؟ |
Hiç kimse Geçmişinin ve duygularının üstesinden gelen birinden daha güçlü değildir. | Open Subtitles | لا يوجد من هو أقوى من رجل يسيطر على مشاعره و على ماضيه |
Aramalarım beni Avrupa'nın ve Eski Dünya'nın kanlı Geçmişinin derinliklerine götürdü. | Open Subtitles | بحثي أَخذَني كُلّ عبر أوروبا بالإضافة، عُمق إلى العالمِ القديمِ ماضي داميُ. |
Pekâlâ, biraz hava al. Babamın suç Geçmişinin önemli olmadığını söylemiştin. Aramızdaki sevgi gerçek olandı ve önemli olan buydu. | Open Subtitles | قلت لي أنّ ماضي والدي الجنائي لا يهم وأن الحب الذي بيننا كان حقيقيا، وهذا كل ما يهم |
Amerika ders kitaplarını karanlık Geçmişinin basit özetleriyle doldurmuş gibi. | TED | ان امريكا مرحة وهى تملأ كتبها الدراسية من بعض الإصدارات من ماضيها المظلم |
Dul Hanım buradaki Geçmişinin seni yalnızlığa terk ettiğinden endişeli. | Open Subtitles | قد كانت قلقة بأن تاريخك هنا قد ترككِ وحيدة |
Geçmişinin seni esir almasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدع ماضيكَ يدمركَ. انه لا يستحق ذلك. |
Geçmişinin sambayla silinmesine izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني السماح لهم برقص السامبا على تاريخه. |
Eski ve güvenilmez Rorschach testleri, rahip adaylarının Geçmişinin derinlemesine incelenmesini emreder. | Open Subtitles | اختبارات (رورسكاتش) القديمة والتي لا يعتمد عليها تأمر بالتحقيق بماضي الكهنة الطامحين |