Caddeyi geçtiği zaman da... diğerlerimiz merdivenin altından çıkıp... meclis üyesini yakalamaya gidecek. | Open Subtitles | عندما يعبر الممر يأتي عدد منا من أسفل السلالم ونصعد ونأخذ المفوض |
Seni Trafalgar Savaşı'na, Karşıt-Yerçekimli Olimpiyatlara, Sezar'ın Rubicon nehrini geçtiği ana yada Ian Dury'nin 21 Kasım 1979'daki Sheffield, İngiltere'deki konserine götürebilirim. | Open Subtitles | أو قيصر وهو يعبر نهر روبيكون أو أفضل حفلات إيان ديوري، في الأرض، انجلترا، شيفيلد، 21 نوفمبر 1979، ما رأيك ؟ |
Birkaç kere, tam Mahmut ve oğlunun geçtiği noktadan cephe hattını geçtim. | TED | عبرت مرتين الخط الأمامي في عين المكان الذي كان يعبره محمود وإبنه. |
Ama bu karşı tarafa geçtiği manasına gelir ve iyi birşeydir | Open Subtitles | لكن قد يعنى هذا انها عبرت لذلك هذا شىء جيد فعلا |
Ama tüm bunlar, kızımızın çok zor zamanlardan geçtiği gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يغيّر من حقيقة أنّ ابنتنا قد مرّت بوقتٍ عصيب. |
Hayır hayır, bu sadece gemilerin geçtiği yerler. | TED | "لا! لا! هذه هي الأماكن التي مرت بها السفن من قبل". |
Buradan ne kadar kötü haber geçtiği hiç belli olmuyor. | Open Subtitles | لن تعرف ابدا كمية الاخبار السيئة التى مرت من هنا |
Filmimizin geçtiği tarih size 1878 gibi mi geliyor? | Open Subtitles | هل سبق لك أن علمت أن أحداث الفيلم تدور... في عام 1878 ؟ |
Taksi, saatini kurmayı unuttuğu için işe gitmek üzere evden her zamankinden 5 dakika geç çıkan adam karşıdan karşıya geçtiği için durmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | سيّارة الأجرة كان لابدّ لها أن تتوقّف لرجلٍ يعبر الشارع والذي تأخر على عمله 5 دقائق عن المعتاد لأنه نسي وضع جرس التنبيه |
Balıkçıl kuş bölgesinden geçtiği için Yeşiller kabul etmiyor. | Open Subtitles | أمير وحزب الخضر سيعترضان الطريق يعبر مكان تكاثر طيور مهددة بالانقراض |
Veya insanların koridorda dalga geçtiği tip. | Open Subtitles | أو شخص يتذكره الناس بصعوبة وهو يعبر الممر |
Tam olarak çizgiyi geçtiği durumda. | Open Subtitles | الحالة التي كان يعبر الخط. |
Dakikalar önce ilk kızakların geçtiği yerler artık geçilemez durumda. | Open Subtitles | حيث عبرت الزلاجات أولاً قبل بضعة دقائق يتعذر عبوره الآن |
İçinden bir kurşun geçtiği düşünülürse, gayet iyi. | Open Subtitles | انه بخير بالرغم من ان رصاصة عبرت من خلاله |
Solucan deliğini bu şekilde geçtiği için. | Open Subtitles | لأنها عبرت المعبر . الدودى بهذا الشكل |
Bu yerden kurtulmak için elime bir fırsat geçtiği kanaatindeyim. | Open Subtitles | كما ترى، أظن أن لدي فرصة لأتحرر من هذا المكان |
- Sen, hastanın burada geçtiği veya dokunduğu her yeri silmeye başla. | Open Subtitles | انت ، ابدأ بمسح المكان اي مكان ذهب له المريض او لمسه |
Burası Amerikan tarihinin önemli anlarının geçtiği bir alandır. | TED | وهو المكان الذي حصلت فيه لحظات محورية من التاريخ الأمريكي وهو المكان الذي حصلت فيه لحظات محورية من التاريخ الأمريكي |
Son görüşmemizin üstünden 6 ay geçtiği için çok heyecanlandım! | Open Subtitles | مرّت ستّة أشهر منذ آخر مرّة لقيتهما، لذا فإنّي متحمّس قليلًا. |
Şeklinin bozulmasından metalden ve camdan geçtiği belli. | Open Subtitles | يمكن أن ترى من تشوهها أنّها مرّت عبر الزجاج، المعدن، وكل شيئ. -والأخرى؟ |
Kurşunun geçtiği yerde, şu hava deliğinde küçük bir iz var. | Open Subtitles | حيث الرصاصة مرّت من خلالها. |
geçtiği her kasabada durum aynı. | Open Subtitles | وقد حدث الأمر لكل بلدة مرت بها. |
geçtiği her kasabada durum aynı. | Open Subtitles | وقد حدث الأمر لكل بلدة مرت بها. |
- Hayır, bunlar elektronik sinyaller. Gişelerdeki otomatik geçiş sistemden geçtiği için sinyallerini alıyoruz. | Open Subtitles | النقاط الخضراء توضع الكترونيا ، وهو نظام تتبع السـيارة اذا مرت من أكثر من نقطة تفتيش |
Filmimizin geçtiği tarih size 1878 gibi mi geliyor? | Open Subtitles | هل سبق لك أن علمت أن أحداث الفيلم تدور... في عام 1878 ؟ |