| Buna inanamıyorum. 1 saat geciktiler ve orada durmuş konuşuyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدق هذا. لقد تأخروا ساعةً, وهم يقفون هناك ويتحادثون. |
| Dün ilacı getirmekte bir saat geciktiler ve kendimi berbat hissettim. | Open Subtitles | تأخروا ساعة البارحة في إعطائنا الجرعات وشعرت بانزعاج شديد |
| Bir süpernova kalıntısını incelemeye gittiler. Dönmekte geciktiler. | Open Subtitles | للخروج لأجل فحص بقايا نجم أعظم ولقد تأخروا |
| Burada olacaklar, G. Sadece biraz geciktiler. | Open Subtitles | سوف تكون هنا يا جي لقد تأخروا قليلاً ليس إلا |
| Yani rapor vermediler, şimdi altı saat geciktiler. | Open Subtitles | المقصود هو,أنهم تغيبوا عن موعد الوصول و هم الآن متأخرون بحوالي ستّ ساعاتَ |
| Şimdiden bir saat geciktiler. Bunu daha ne kadar öyle tutabilirsin, bilmiyorum. | Open Subtitles | إنّهم متأخرون ساعة، لا أعلم لكم من الوقت ستتحمل. |
| Bir saat geciktiler. Amerika'ya dönüyorum da. | Open Subtitles | لقد تأخروا لمدة ساعة و أنا أنتقل عائدة الى الديار |
| geciktiler işte. Büyütme. | Open Subtitles | لقد تأخروا لا تجعلها قضية عائلية |
| Gidip şunlara bir bakayım. Epey geciktiler. | Open Subtitles | سأذهب لأتفقدهم لقد تأخروا |
| 45 dakika geciktiler. | Open Subtitles | لقد تأخروا لـ45 دقيقة. |
| Sadece biraz geciktiler. | Open Subtitles | لقد تأخروا, هذا كل شيء |
| Tanrım, neden bu kadar geciktiler? | Open Subtitles | ياإلهي ، لماذا تأخروا ؟ |
| Bu yıl biraz geciktiler. | Open Subtitles | هذا العام، تأخروا |
| Sanırım geciktiler. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم تأخروا |
| - Şef, ne kadar geciktiler? | Open Subtitles | -كم تأخروا عن موعد عودتهم؟ |
| Amma geciktiler böyle. | Open Subtitles | لقد تأخروا |
| - geciktiler. | Open Subtitles | لقد تأخروا |
| geciktiler. | Open Subtitles | لقد تأخروا. |
| 15 dakika geciktiler. | Open Subtitles | متأخرون 15 دقيقة |