Fazla karmaşık bir diplomatik sistem ve Kosova'nın geleceği hakkında bir müzakere süreci vardı ve Kosovalılar bunun bir parçası değildi. | TED | كانت هناك تلك المنظومة الدبلوماسية الوهمية، تلك المفاوضات الجارية حول مستقبل كوسوفو التي لم يكن الكوسوفيون جزءا منها. |
Bana gelen bilgilere göre, şirketin geleceği hakkında benim iyimserliğimi paylaşmıyormuşsun. | Open Subtitles | لذا، كلمة تسربت إلي بأنك لا تشترك في تفاؤلي حول مستقبل شركتنا |
Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, Şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur. | TED | انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن |
Ama evrenin geleceği hakkında daha çok öngörüde bulunmak için epey bilgiye sahibiz. | TED | و كلنا الآن نعرف ما فيه الكفاية عن مستقبل الكون لقول أكثر من ذلك. |
Çin'in geleceği hakkında Bu oldukça kötümser görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنك متشائم جدا حول المستقبل في الصين |
Younggu ile geleceği hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث الى يونجو حول المستقبل |
geleceği hakkında doğru kararlar vermesi için teşvik edilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | تحتاج التشجيع لاتخاذ القرار الصائب بمستقبلها |
Ama sadece Travis'in geleceği hakkında düşünmeye başlamasını istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد أن يبدأ ترافيس التفكير بشأن مستقبله |
Bana gelen bilgilere göre, şirketin geleceği hakkında benim iyimserliğimi paylaşmıyormuşsun. | Open Subtitles | لذا، كلمة تسربت إلي بأنّك لا تشترك في تفاؤلي حول مستقبل شركتنا. |
Bu hizmet, sizinle birlikte bir veya iki kişinin... kampın geleceği hakkında bazı söylentiler yayması olacak. | Open Subtitles | هذه الخدمة تشملك أنت واثنين آخرين نشر إشاعات معينة حول مستقبل المخيم |
Kök'ün geleceği hakkında size bir müzakere öneriyorum. | Open Subtitles | لذلك، أود أن أقترح مناقشة حول مستقبل الجذور معكم |
Yakında TK'in geleceği hakkında karar vereceğim. | Open Subtitles | كنت على بينة أن لا بد لي من اتخاذ قرار حول مستقبل تي.كي قريباً |
İmparatorluğun geleceği hakkında fısıltılar var ve gün geçtikçe sesleri yükseliyor. | Open Subtitles | همسات حول مستقبل الرايخ وقيادتها تتصاعد يوماً بعد يوم |
Stan'in geleceği hakkında sürekli ağlamaklı konuşuyorsun sonra da sana sarılmalarını sağlıyorsun. | Open Subtitles | تعلم أنك تصبح حسّاس عندما تتحدث عن مستقبل ستان ومن ثم تصبح أحمق كليًا |
Bu trajik bir durum olsa da müşterilerimizle bu şirketin geleceği hakkında konuşma şansını yakaladığımız için mutluyum. | Open Subtitles | كمأساوية الموقف، أنا على الأقل سعيد لأن تتسنى لنا الفرصة للتحدث مع العملاء عن مستقبل الشركة. |
Ailesinin geleceği hakkında son derece iyimserdi. | TED | لقد كانت متفائله بشكل لا يصدق عن مستقبل عائلتها . |
Gezegenlerden esinlerek Wanderer adını verdiğimiz bu koleksiyon aslında bana göre tam anlamı ile moda hakkında değildi. Benim için bu koleksiyon, ırkımızın Dünyamızda ve başka gezegenlerdeki geleceği hakkında tahmin yürütme, bilimsel mantığı bolca gizem ile birleştirme ve makina çağından uzaklaşıp vücutlarımız, içimizdeki mikroorganizmalar, ürettiğimiz ürünler ve hatta binalarımız arasında yeni simbiyotik bir çağa adım atma olanağı sağlıyor. | TED | هذه المجموعة بأكملها، وانديررز، والتي سميت بأسماء الكواكب، بالنسبة لي لا تدور حقا حول الموضة في حد ذاتها، ولكنه أتاح فرصة التكهن حول المستقبل في سباقنا حول كوكبنا ومايتعداه، في الجمع بين الرؤية العلمية مع الكثير من الغموض وللإبتعاد عن عصر الآلة إلى عصر جديد من التعايش بين أجسادنا، الكائنات الحية الدقيقة التي نسكنها، منتجاتنا وحتى مبانينا. |
Annesinin kendi geleceği hakkında kararsız kaldığını düşündüğüm için. | Open Subtitles | لأن أعتقد الأم غير محددة بمستقبلها |
Annika'nın geleceği hakkında hiçbir şey yapmaması beni endişelendirmeye başlattı. | Open Subtitles | إذاً، أصبحتُ قلقة بشأن عدم اهتمام (أنيكا) بمستقبلها. |
Hayır, ama geleceği hakkında yeni şeylere açık. | Open Subtitles | لا، لكنه.. إنه طموح بشأن مستقبله |