Evet. Televizyonun geleceği parlak. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك مستقبل مشرق . بالنسبة للتلفاز |
Televizyonun geleceği parlak. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك مستقبل مشرق . بالنسبة للتلفاز |
geleceği parlak, zeki bir kadına benziyorsunuz. Kariyerinizin kısa sürdüğünü görmek hiç hoşuma gitmez. | Open Subtitles | تبدين كإمراة مشعة مع مستقبل واعد. |
Benim arkadaşımdı. Önünde geleceği parlak bir kariyeri vardı. | Open Subtitles | لقد كان صديقي، وكان أمامه مستقبل واعد |
geleceği parlak, önü açık bir asker. | Open Subtitles | جندية مع مستقبل باهر أمامك. |
geleceği parlak bir kadın doğum uzmanıydı. | Open Subtitles | ماذا تعني بالحياة القديمة؟ كانت طبيبة نساء واعدة |
Bir sürü yeni genç ama geleceği parlak... yetenek keşfettim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت --عدة إمكانيات جديدة شباب، ولكن واعدين جداً |
Lee Quan'la gurur duyuyorum. Ulusumuzun hizmetinde geleceği parlak bence. | Open Subtitles | أنا فخورة جداً بـ(لي كوان)، وأظنّ أنّ لديه مستقبل باهر في خدمة أمتنا العظيمة |
Senin gibi geleceği parlak olan zeki bir kız bütün zamanını o kızla geçirmemeli. | Open Subtitles | فتاه ذكية مثلك لها مستقبل مشرق لا يجب عليكي ان تهدري وقتك عليها |
Kızımın geleceği parlak, bunu biliyorum. | Open Subtitles | حسنا ابنتي لديها مستقبل مشرق . هذا مااعلمه |
Hayır yani benim gibi genç, güzel, geleceği parlak biri sana çıkalım diyor. | Open Subtitles | أعني.. أنا صغيرة وجميلة وأمامي مستقبل مشرق |
geleceği parlak, ışıl ışıl bir kız. | Open Subtitles | ،إنها قوية وواثقة من نفسها .مع مستقبل مشرق أمامها |
geleceği parlak bir doktordu, | Open Subtitles | كان طبيباً. ينتظره مستقبل واعد. |
Sen geleceği parlak bir hırsızsın. | Open Subtitles | لديك مستقبل واعد في السرقة |
geleceği parlak. | Open Subtitles | ولديه مستقبل واعد |
geleceği parlak, önü açık bir asker. | Open Subtitles | جندية مع مستقبل باهر أمامك. |
geleceği parlak bir kargo efendim. | Open Subtitles | تبدو حمولة واعدة ، سيدي |
geleceği parlak bir memur. | Open Subtitles | -إنّها ضابطة واعدة . |
geleceği parlak birer bilim adamlarıydık. Sonra birden her şey Tess'in ölümüyle değişiverdi. | Open Subtitles | كنا عالمين شابين واعدين لكن كل شيء تغير بعد وفاة (تيس) |
Starling City'deyken geleceği parlak birer bilim adamlarıydık. Çok kibar bir insandı. | Open Subtitles | كنا عالمين شابين واعدين في (ستارلينغ سيتي) |
Çocuğun geleceği parlak. | Open Subtitles | الفتى لديه مستقبل. |