| Bak, bu insanların işi yok... yiyeceği yok, eğitimi yok, geleceği yok. | Open Subtitles | انظروا، هؤلاء الناس ليس لهم وظائف لا غذاء، لا تعليم، لا مستقبل |
| Başka kimseyi sevmedim. Ama yanlızca, ikimizin bir geleceği yok! | Open Subtitles | لم يسبق لي أن أحببت سواكِ لكن لا مستقبل لكلينا معاً |
| Düğün yarışması yapmazsan, onun geleceği yok. | Open Subtitles | إلا إذا كنتِ تنظمين مسابقة الزفاف وإلا انها لن تظهر |
| Anlaşılan Allegra'nın geleceği yok. Epeyce kötü oldu. | Open Subtitles | يبدو أن (أليجرا) لن تظهر و هو أمر ممل |
| Aw, kapatın o zaman bu lanet yeri. Kimsenin geleceği yok. | Open Subtitles | اغلقوا المطعم ، لن يأتي أحد أبداً |
| Yani nihayetinde yeryüzünün bir geleceği yok. | Open Subtitles | إذن، ففي النهاية، ليس هناك مستقبل للأرض. |
| Boşver, bu aptal işi umursamıyorum. Hiç geleceği yok. | Open Subtitles | وفري ذلك، لا أهتم بشأن هذا العمل الغبي فلم يكن ليحدث أي تغيير |
| Bu sporun Hindistan'da geleceği yok. | Open Subtitles | هذه الرياضة لا مستقبل له في الهند. |
| Bizim beraberliğimizin bir geleceği yok, Tom. | Open Subtitles | نحن لا مستقبل لنا معا , توم |
| Senin ve benim gibi insanların geleceği yok Nick. | Open Subtitles | " لا مستقبل لأشخاص مثلي ومثلك " نيك |
| geleceği yok. | Open Subtitles | و لا مستقبل لها |
| Penny o perukla güzellik okulu oyunu oynamak istedi, ve stilist olarak pek geleceği yok diyelim. | Open Subtitles | أرادت (بيني) أن تلعب خبيرة جمال بالشعر و دعنا نقول أنه لا مستقبل لها بذلك |
| Aktris olarak fazla geleceği yok. | Open Subtitles | لا مستقبل لك في التمثيل |
| Anlaşılan Allegra'nın geleceği yok. Epeyce kötü oldu. | Open Subtitles | يبدو أن (أليجرا) لن تظهر و هو أمر ممل |
| Anlaşılan Allegra'nın geleceği yok. Epeyce kötü oldu. | Open Subtitles | يبدو أن (أليجرا) لن تظهر و هو أمر ممل |
| Anlaşılan Allegra'nın geleceği yok. Epeyce kötü oldu. | Open Subtitles | يبدو أن (أليجرا) لن تظهر و هو أمر ممل |
| Başkomutan'ın da geleceği yok. | Open Subtitles | القائد العام لن يأتي |
| Noel Baba'nın da falan geleceği yok. Çok güzel! | Open Subtitles | لذا لن يأتي سانتا عظيم |
| Diğer adam gibi onun da geleceği yok. | Open Subtitles | لن يأتي. كالسابق. |
| Şu rap şeyinin geleceği yok, oğlum. | Open Subtitles | هذه ضربة شيء يا بني ليس هناك مستقبل فيه |
| - Onun geleceğini düşünürsek... - Bizim çocuklarımızın geleceği yok mu? ! | Open Subtitles | .. لو فكرنا بمستقبلهما - هل تقول أنه ليس هناك مستقبل لأطفالنا ؟ |
| Boşver, bu aptal işi umursamıyorum. Hiç geleceği yok. | Open Subtitles | وفري ذلك، لا أهتم بشأن هذا العمل الغبي فلم يكن ليحدث أي تغيير |