Şimdi yaratacağımız gelecekle ilgili konuştuğumuzda, bir şeyden bahsetmek bence gerekli. Bu da içinde yaşadığımız dünya hakkında net bir görüşe sahip olmak. | TED | لذا عندما نتكلم الآن عن المستقبل الذي سنصنعه, أحد الأشياء المهمة في رأيي هو وجود رؤية واضحه ومفهومة تجاه العالم الذي نعيشه حالياً. |
Muhtemelen göreceğiniz şey şu anda gelecekle ilgili düşüncemizi domine eden hakim kültür merceğidir: teknoloji. | TED | ما سترونه على الأرجح هو العدسة الثقافية المهيمنة التي تحكم نظرتنا عن المستقبل في هذه اللحظة: التكنولوجيا. |
gelecekle ilgili tek kesinlik cevapların genelde tam önünüzde olduğudur. | Open Subtitles | التيقن من المستقبل هذا هو جواب المجهول اغلبها مخفية امامنا |
gelecekle ilgili içimde çok iyi bir his var. | Open Subtitles | لدىّ شعور جيد حقاً من المستقبل |
gelecekle ilgili sana bir şeyler söylemem lazım. | Open Subtitles | يجب علي إخبارك حول المستقبل -ماذا؟ |
Bu kitap gelecekle ilgili değil, bu geçmiş hakkında. | Open Subtitles | هذا الكتاب ليس حول المستقبل |
Bunu, henüz çocuğu olmayan ama olduğunda gelecekle ilgili daha az endişelenmek isteyen biri olarak söylüyorum. | TED | وأقول ذلك كشخص ليس لديه أطفال بعد لكنني أرغب أن يكون قلقي أقل قليلًا بشأن المستقبل عندما أصبح والدًا. |
gelecekle ilgili kötü haberler duymaktan artık sıkıldım. | Open Subtitles | لم أتعب من شيء عدا الأخبار السيّئة بشأن المستقبل |
gelecekle ilgili birçok ihtimali olan durumları tasarlamak gibi. | TED | على تصوّر عدة روايات محتملة عن المستقبل. |
Pekâlâ Jessica, yaşınızı sormayacağım ama bu gelecekle ilgili bir soru mu? | TED | حسنا، جيسيكا، أريد أن أسألك عن عمرك و لكن هل من الضرورى أن يكون السؤال عن المستقبل |
Bayan Solitaire gelecekle ilgili her şeyi bilirdi. Özellikle ölümle ilgili şeyleri. | Open Subtitles | كانت الآنسة, سوليتر تعرف كل شي عن المستقبل خاص في معرفة من كان سيموت |
Sana gelecekle ilgili bir ipucu vereyim Paula. | Open Subtitles | دعيني أعطيكي نظرة صغيرة عن المستقبل يابولا |
gelecekle ilgili anıları gitti değil mi? | Open Subtitles | ذكرياتها من المستقبل قد اختفت، صحيح؟ |
gelecekle ilgili onu uyarmak için. | Open Subtitles | لكي أحذره من المستقبل |
(Gülüşmeler) gelecekle ilgili tahminde bulunmak yerine, günümüzde yaşayan ve otuz adet garip organı yeniden tasarlayan Tony Atala gibi insanların neler yaptıklarına bakalım. | TED | (ضحك) لذلك بدلًا من أن نضع التوققعات حول المستقبل لنبدأ بها، لنأخذ ما يحدث في الحاضر مع أشخاص مثل توني أتلا، الذي يعيد تصميم 30 عضو فردي. |
Bu gelecekle ilgili. | Open Subtitles | lt حول المستقبل. |
gelecekle ilgili endişe duymuyorum. Sadece önümdekiyle. | Open Subtitles | لا أقلق بشأن المستقبل, بل بما أراه أمامي فقط. |
Sizin yolunuz ise gelecekle ilgili. | Open Subtitles | أما طريقتك بشأن المستقبل, |