Ve orada, ilk defa, diğer dini geleneklerle karşılaştım: Yahudilik ve İslam, Hristiyanlığın kardeş dinleri. | TED | وهناك وللمرة الأولى واجهت التقاليد الدينية الأخرى: اليهودية والإسلام وهما ديانتان شقيقتان للمسيحية. |
Ama görünüşe göre halen yerel geleneklerle mücadele etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لكن على ما يبدو هو ما زال يكافح لتحمل التقاليد المحلية |
Bence hayat daha sade olmalı. Ben geleneklerle ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | على المرء أن يكون عملياً في حياته أنا لا تهمني التقاليد |
Ama yetişkin olmanın güzelliği yeni geleneklerle yeni bir aile yapabilmektir. | Open Subtitles | لكن الجمال بكوني بالغ انه بإمكاني عمل اسره جديده بتقاليد جديده |
Tapınaktaki geleneklerle korunan bu ortamda 10 baykuşun aynı ağaca tünediğine bile tanık olunabilir. | Open Subtitles | حمى بتقاليد المعبد، بحدود 10 ايام يمكن أن يرى في نفس الشجرة. |
Düğünlerde geleneklerle sürüklenip gitmenin ne kadar kolay olduğunu bilirim... ve gelinlik ve müzik ve pirinç ve ...şey, kuş yemi. | Open Subtitles | أعرفكمهو سهلفيحفلاتالزفاف, أن تنسي خلال التقاليد .و الثوبوالموسيقىوالأرز و. -و طعام الطيور . |
geleneklerle çocuklarımızı şekillendireceğimizden bahsettin ya... | Open Subtitles | ما قلتِه عن تشكيل التقاليد أبناءنا... |